Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "devlette çift başlılığın getirdiği patinaja son verecek yeni sistemin yolu açıldı" sözleri, yarına koşan Türkiye'nin hız tümseği gibi davranan bürokrasiyi hızlandıracağı için son derece önemlidir.
Küresel rekabet içindeki amansız mücadele dahi bizdeki bürokrasiyi hızlandıramadı.
Hatta ordusu savaşta bir ülke olmamıza rağmen bürokrasinin risk almayan, işi hızlandırmayan tutumu, patinajın sebeplerinin başında geliyor.
Oysa bizim hıza ihtiyacımız var. Oysa yüzyıldan fazla yoğun ve katı bürokrasi ile yaşamış toplumun atılıma ihtiyacı var. 25 yılda bu cendereden kurtulması gerekirdi. Ama mevcut sistemde olmadı, olmuyor, olamıyor.
Kendini daima var etme uğruna bürokrasi ne reformlara takoz olmadı ki...
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu yüzden her fırsatta "çalışmadığı halde devletin sırtına yük olan" köhnemiş devlet memuriyeti anlaşıyına dikkat çekiyor; "bürokratik oligarşiyi yıkmadıkça..." Nedir bu bürokratik oligarşi? Ben bunları "Bugün Git Yarın Gel Örgütü - BGYGÖ" diye tanımlıyorum. Emekliliği garanti, zammı garanti, haftasonu tatili garanti, 9 güne varan bayram tatili garanti, işten atılmaması garanti, yasayla dokunulmazlığı garanti...
Sayıları 3.5 milyonu aşan 657'ye tabi memur içindeki tembel takoz bürokrasiden söz ediyoruz. İşini doğru dürüst yapan ve devletin işleyişine katkı veren memuru özenle ayrı tutarak diyorum ki, yukarıdaki garantileri vererek geçmiş onyıllarda imtiyazlı bir örgüt kurduk. Bugün Git Yarın Gel Örgütü... Hani işini savsaklayan, güvencelerin ardına sığınıp bürokrasi üreten, devlet kapısını çile kapısına çeviren...
Cumhurbaşkanı Erdoğan haklı...
Bürokratik oligarşiyi yıkmadıkça, yerine "insanı yaşat ki devlet yaşasın" anlayışını hâkim kılmadıkça... Bugün Git Yarın Gel Örgütü'nü tasfiye etmedikçe, Türkiye'nin vasatlık batağından ve orta gelir tuzağından kurtulması söz konusu dahi olamaz.
Yeni sistemin, patinaj çamurunu kurutabilecek araçlar barındırıyor olması bu açıdan fevkalade önemlidir.