Biz bu ülkeye inanıyoruz. Bu nedenle 100 yılı aşkın süredir buradayız. 15 Temmuz birlik beraberliğimizi güçlendirdi… Bu sözler dün, "Türkiye'ye Güvenenler, Türkiye'de Üretenler" toplantısında, ülkedeki yabancı sermaye şirketlerinden birinin sözcüsüne ait.
İstanbul Sanayi Odası'nın 74 farklı ülkeden Türkiye'ye gelen 650 yabancı yatırımcı ile hükümeti buluşturması, bir ezberin de bozulmasını sağladı. Meğer ülkemizdeki yabancı sermayenin temsilcisi YASED değil, İSO imiş…
Bunu nereden mi çıkardım? Yabancı Sermaye Derneği, çeyrek asırdır 250 kayıtlı üyesiyle ülkemizde faaliyet gösteren ekonomi STK'larından biri… Ülkenin yabancı sermaye ile ilişkisi söz konusu olduğunda muhatap aldığımız kurum.
Gel gör ki en kıdemli 10 temsilcisinin dünkü toplantıda yaptıkları konuşmalarda, küresel düşünmek kadar yerel davranmak hatta töresel yaşamaya dair vurgular vardı; "bu topraklarda istikrar için daha çok çalışacak, daha çok istihdam sağlayacak ve daha çok üretmeye devam edeceğiz."
2009'da küresel krizin Avrupa'yı kasıp kavurduğu süreçte duran ihracata çare toplantılarından birini hatırlıyorum. İhracatçımız, çıkışı ihracatın eksenini kaydırmakta bulmuş, Doğu ve Güney coğrafyalarımızı, Afrika ve Orta Doğu pazarlarını keşfetmiştik.
YASED'in ihracat konulu toplantısında sözcülerinden biri; "ekonomik irtica mı geliyor? Batı'dan başka yere bakmak mı? Eksen kayması neyin nesi?" diyebiliyordu. YASED'in bu tutumuyla aslında yerli ve milli ekonomiye de fazlasıyla "yabancı" kaldığını gördük.
Ancak gam değil… Meğer Türkiye'deki yabancı sermayenin çatısı İSO imiş ve 650 üyesi ile hükümet arasında köprü görevini üstlenerek, yabancı sermayenin yerli ve milli ekonomiye daha fazla katkısının mümkün olabileceğini gördük.