Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ak Parti kongresine dair sözleri, ekonomide daha dinamik bir sürece işaret ediyor; "bu tür makamlar bir nevi bayrak yarışıdır. 22 Mayıs'taki kongrede seçilecek kişi bu bayrağı devralacak ve hizmet yarışı bu şekilde sürüp gidecek. Her değişim beraberinde yeni bir heyecan, yeni bir dinamizm getirir."
Bayrak yarışının en belirgin vasfı, durmaksızın koşmaktır ve Türkiye, Erdoğan'ın başbakanlık döneminde fırlatma rampasına yerleştirdiği ekonomiyi, bu defa "yapısal reformlar" sayesinde üst gelir ülkeler ligine uçurmak niyetinde...
İkinci nesil nitelik reformlarıyla 24 dönüşüm paketi, 1300 stratejik eylem planı daha da hızlanarak hayata geçirilmek zorunda... Bunun için bayrağı devralacakların yeni hizmet heyecanıyla reform paketlerine taze kan getireceğine inanıyorum.
Bakmayın siz kriz korosunun sözlerine... Her değişim dönemi, bizler için fırsat, onlar için tehdit oluşturuyor zira. Takılmış plak gibi sürekli piyasayı bozma, ekonomi üzerinden Türkiye'ye dair algı operasyonu yapma heveslileri, büyümeyi yavaşlatmak için bu defa da devreye girdi.
Fakat piyasa bunları dinlemedi zira etrafındaki bütün belalara, küresel durgunluğa, artan jeopolitik risklere rağmen %4'ten fazla büyüyeceği anlaşılan Türkiye, hele ki yapısal reformların getireceği zıplayarak büyüme sürecinde, rekabet gücünü kaybedenler için büyük tehdit aynı zamanda...
Geçen ay Cumhurbaşkanı ile Washington ziyaretinde görüştüğümüz küresel ekonominin büyük aktörleri "Erdoğan dinamizmine geliyoruz" demişti. Bugün bu dinamizm, Kongre ile gerçekleşecek bayrak yarışında daha da hızlanacak. Çünkü reformların hızlanma süreci başlıyor.