Dikkatinizi bir kez değer üretmeyen iş süreçlerine odaklayın... Göreceksiniz, son derece fazladırlar ve onları iyileştirmeniz halinde inanılmaz kazançlarınız olacaktır. Zamanı, süreci, kaynağı israf eden her şeye karşı girişilen topyekûn mücadele cari açığınızdan akıl açığınıza dek işe yarayacaktır.
Yıldız Teknik Üniversitesi Teknoparkı'nı ziyaretimizde arkadaşım Metin Can ile şunu gördük: Balata ve fren aksamı üretebiliyorken sırf akreditasyon ve fren test merkezimiz olmadığı için, cari açığa 1 milyar $ ilave ediyormuşuz. Her frene basınca döviz harcayan bu akılsızlığımız nihayet gideriliyor.
Daha açık yazayım. Bu yılın ocak-ağustos dönemi ithalatımızın %16.5'i yatırım mallarına gitmiş. Tüketim malları ithalatının yüzdesi 13.7 ve bunun içinde cep telefonu da var. Ancak iyileştirmeye açık olan ara malları ve hammadde payı %69.6. Petrol, doğalgaz gibi bizde olmayanları çıkardığımızda yine de geriye %30 kalıyor.
Bugün sayfalarımızda Barış Ergin'in yerli iş makinesi ve yerli tank haberi yer alıyor. Dikkatimi çeken, ilk yerli forkliftin üretim bandına çıkmak üzere olduğudur.
Dikkatten kaçan ama topladığınızda ithalatın üçte birine yaklaşan bu ara mallar üretimi, sanayicinin yeni ilgi alanı olmalıdır.
Herkesin inşaat, AVM, GSM gibi alanlara yoğunlaştığı ortamda ülkenin uzun soluklu büyümesine katkı verecek olan, ara malı endüstrilere yatırımdır.
Fren pabucundan dahi 1 milyar $ tasarruf edebiliyorsak, forklift benzeri binlerce ürünü, dizaynından pazarlamasına dek devreye almamız halinde, cari açığı yönetmek için kur-döviz dalgalarına ihtiyaç duymayacağız.
Halden 50 kuruşa çıkan domatesi sofraya 5 liraya getiren çürük yapı, aracıların "değer üretmeden kazanç sağlama" kolaycılığını var ediyor.
Ülkede üretebileceğimiz ara malları ithal kolaycılığı da cari açık üzerinden dayak yememize yol açıyor. Ara malı üretip aracıdan kurtulmadıkça, daha çok dövünürüz.