Pazar günü kurulacak sandıkları, piyasa üzerinden tedirgin etme gayretleri işe yaramadı. Ekonomide işler yolunda gitmiyormuş algısı için önce, bazı bankalar devreye alındı. Bazıları da durumu fırsat bilip bu kervana katıldı. Amaç, piyasada nakit sıkıntısı doğurmaktı.
Pos makinelerinin 25 günlük vadesini, haber vermeksizin 41 güne çıkaranlar, işyeri sahibine kendi parasını "yüksek faizli kredi" olarak önerecek kadar ileri gittiler. Üstelik bunu BDDK'nın gözü önünde yaptılar.
Ardından çiftçilere kullandırılan kredilerin kalan kırıntı borçlarına astronomik faiz bindirip alacak tahsil etmeye kalktılar. Amaç, çiftçi üzerinde borç baskısı oluşturmaktı, işe yaramadı.
Derken notçular devreye girdi. Daha önce Türkiye'yi Kırılgan Beşli'nin en kırılganı ilan etmişlerdi, tutmayınca, Türk şirketleri çok kırılgan yalanını ürettiler.
Yabancılara ekonomiyi kötüleyen bazı STK'ların gayreti boşa çıkmış olmalı ki Anadolu'da KOBİ toplayan fonların cirit attığını görüyoruz. Fakat seçim sürecini germe gayreti sayesinde "kelepir" fiyat öneriliyor. Bana göre şirketlerimiz, yabancı evlilikleri seçim sonrasına ertelese iyi olacak.
Sandık haftası piyasa verilerine bakıyoruz. Makro ekonominin kendi dinamikleri işliyor, Borsa doğal akışında... Misal dün %1.55 yükseldi, döviz de yatay seyirde.
Ancak malum haber siteleri ve gazetelere bakınca, ekonominin felaket eşiğine geldiğini okuyorsunuz. Yazdıklarını öylesine detaylandırıyorlar ki gerçek sanmak işten bile değil. Fakat kafanızı bir an kaldırıp sahaya bakınca, ekonomide işlerin tıkırında olduğunu anlıyorsunuz.
Sandık haftası piyasayı germek isteyenlere önerim; sandıklar açıldıktan sonra bu yalanlarının yüzlerine vurulacağını hesaba katmalarıdır. "Halk unutur nasılsa" diye avunuyorlar ancak, unutmuyoruz.