Beşinci İzmir İktisat Kongresi'nin 2'nci gününde "Medya Gözüyle Türkiye Ekonomisi" konulu paneldeyiz. Güngör Uras'ın yönettiği panelde Fatih Özatay, Erdal Sağlam, Abdurrahman Yıldırım ve Abdullah Bozkurt ile temel ekonomik sorunlara, fırsat ve tehditlere medyanın yaklaşımı, katkı ve etkisini konuşuyoruz.
Medya ile ekonominin kesişim noktasında ekonomi basınını görüyoruz. 70'li yıllarda soğan fiyatlarını ekonomi gazeteciliği sanarak işe başladık. Özal ile faiz, borsa, kur kavramları hayatımıza girdi. 1986'ya gelindiğinde 24 hisse senetli borsamızın kapanış fiyatlarını telefonla öğrenip tablolaştırma düzeyine varabildik.
Bugün sektörel uzmanlaşmaya doğru yol alan, nitelikli çalışanların her geçen gün daha fazla istihdam edildiği ekonomi medyamız var. Bazı günler onlarca ekonomi sayfası üreten gazetelerin yanı sıra televizyon programları, radyo yayınları, web siteleri var.
Panelde benim üzerinde durduğum konu; medya olarak ekonominin dün ve bugün ile uğraşmaktan yarına dair ufuk çizmek, beklenti oluşturmak gibi konulara fazlaca yer vermeyişimiz oldu.
Küresel kriz de gösterdi ki beklentileri yönetmek, ekonomi politikalarında giderek önem kazanmış durumda. Medya; beklentileri oluşturan ve zihin yapılarını dönüştüren gücüyle, ekonominin gündeminde düne göre daha fazla etki sahibidir.
Sosyal medyanın da etkisiyle bugün toplumlar iki şeyi esas alıyor; 1- gücü, 2- medya tarafından onaylanmış başarıyı... Eğer gidecek bir yarınımız varsa, bu etkimizi, geleceğe dair zihin yapıları oluşturmakta kullanmalıyız.
Dünün ve günün haber- yorumuna saplanıp kalırsak, dünyanın yürüdüğü geleceğin aktörleri, kavramları ve yaşamını ıskalamış oluruz. Medya artık ekonomideki beklentileri yöneten en büyük aktör durumundadır.