Krizler, en sert öğretmenlerdir. Normal öğretmen, önce öğretir, sonra sınav yapar. Kriz, deprem ve felaketler ise önce sınav yapar, sonra öğretir. Tabii ki kalan sağlara... Kayıplara sağlık olsun diyerek...
Küresel krizde gördük ki üretimi dışlayıp gölgeleri yüceltmek, sürdürülebilir gelir sağlamıyor. Kaynakları verimli kullanmayınca da giderler artıyor, sistem iflasa sürükleniyor. Bu, devlet bütçesi kadar ailenin geçimi hatta bireyin bedeni için de geçerli...
Başbakan dün ekmek israfı önleme kampanyasını başlatırken çarpıcı rakamlar sundu: Yılda 10 milyon insan açlık ve yetersiz beslenmeden hayatını kaybediyor. Oysa israf edilen 1.3 milyar ton gıdanın dörtte biri dahi aç insanlara ulaştırılabilse, bu ölümler olmayacak.
Söz ekmekten açılmışken... Ekmek israf sicilimiz felaket: Yılda 2 milyar ekmeği, 1.5 milyar lirayı çöpe atıyoruz. Zenginleşirken israfı artıran bu yapıya itiraz, şimdilik "önleme" kampanyasıyla veriliyor. Fakat yakın gelecekte, Türkiye dâhil pek çok ülke, israfı "ekonomik suç" olarak tanımlamak zorunda kalacak.
Amerika'daki obezite, ulusal sorun haline geldi bile. Katrina Kasırgası'nda görüldü ki, değil obezleri ambulansa, helikoptere bindirememek, çoğu kez odasının kapısından çıkaramamak temel sorun olmuş. Sağlık sistemine getirdikleri yük de cabası... Bu, gıda üzerinden israf ekonomik suç sayılıp cezası da "obez vergisi" üzerinden gelecek.
Enerji, en büyük israf kalemlerinden biri... Türkiye gibi enerji güvenliği sorun olan ülkemizde, dışa bağımlılığı azaltmanın tek yolu petrol bulmak değildir. Enerji verimini artırmak için kentsel dönüşümden sanayi tesislerine dek her alanda, bırakın kilovatları, milivatları dahi tasarruf etmek zorundayız.
Obama, 2020'ye dek ülkesini enerjide dışa bağımlılıktan kurtarıp, ihracatçı ülke yapmak için, bir yandan yakıt teknolojilerini geliştirirken diğer yandan enerji israfını azaltmayı bizzat kendisi yönetiyor. Bu yolla yalnızca üçte bir iyileşme, enerji verimliliğinden gelecek.
Başka bir israf alanını, zamanın verimi üzerinden aktaralım: 1 saatlik çalışma ile milli geliri ancak 4 $ artırabilen Türkiye, zaman israfında, ilk 20 ekonomiye yaraşmayacak düzeydedir. Yarışta olduğumuz ilk 10'a bakıyorum, 1 saatlik çalışma ile 20-40 $ katkıyı görüyorum.
Kaynakların kıt, insanların fazla ve ihtiyaçların arttığı ortamda, israf, kişisel kabahat veya kötü alışkanlık ötesine taşıyor. Toklar ve açlar arasındaki bin yılın kapışmasına doğru giden dünya, var olmakla yok olmak arasındaki ayırda varıyor. İsrafın ekonomik suç sayılacağı süreçte, herkesin ve her kesimin kendi israf karşıtlığını inşa etmesi kaçınılmaz...