Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin ilk 6 aylık verileri değerlendiren araştırması; krize rağmen cari açığı yönetme yolunda olumlu işaretler sunuyor bizlere... Öncelikle ihracatın niteliğinde kıpırdama var. İkincisi AB'deki krize paralel görülen daralmaya, ihracatın eksenini kaydırarak cevap verdiğimiz görülüyor.
Araştırmadan bir kaç bulgu verelim; İlk 1000 ihracatçı firmanın 87.2 milyar $'lık ihracatın % 85.6'sını ilk 500 ihracatçı karşılarken, % 14.4'lük bölümünü ikinci 500 ihracatçı gerçekleştirdi. İstanbul 475 firma ile birinci olurken onu sırasıyla İzmir, Gaziantep, Kocaeli ve Bursa izledi.
2011'de ihracat gerçekleştiren firmaların % 69'u üretici ihracatçı, % 20.6'sı grup dış ticaret firması ve % 10.4'ü sektörel sermaye dış ticaret şirketi oldu. İlk 500 içerisindeki ihracatçı firmaların ortalama kârlılığı 5.22 iken ikinci 500'de rakam 5.52'ye yükseldi. İlk 1000 firma içinde AB'ye yapılan ihracat geçen yıla göre düşerek % 44.55 oldu.
Geçen yıl en fazla tartıştığımız kur desteği ve eksen kayması konularında da hayli yol aldığımız ortada. TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi; "Eski günlere dönmek istemiyoruz" derken ihracatı destekleme konusunda atılan adımların önemine ve sürmesi gerektiğine işaret ediyor.
Bölgesel ihracat verileri; AB27'nin payının % 48.1'den % 40.2'ye düştüğünü gösteriyor. Ancak Afrika %7.2'den % 9.4'e, Amerika % 5.8'den 6.8'e ve Orta Doğu ise %20'den % 25'e çıkmış. Batı'nın kriz etkisini; "ekseni kaydırarak" yönetmişiz.
Rapor; temel sorunun değişmediğini gösteriyor; ihracatın niteliği. Eski günlere dönmek istemiyorsak, odaklanmamız gereken birincil dinamik "nitelik" olmalı.