Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Sıcak para ile soğuk savaş

Kayıp Yıllar olan 1990'ları hatırlıyorum. Yüksek faiz, bastırılmış kur, borçlanma ihtiyacı ve sonuç; sıcak para cenneti Türkiye... Basit bir aritmetikle Kapıkule'den giren 100 $, liraya çevriliyor. Ardından yüksek faizli hazine bonolarında nemalanıp, vade sonunda baskılanmış kur üzerinden yeniden dolara dönüştürülüyor ve Kapıkule'yi 150 $ olarak terk ediyordu. Dolar bazında %50 kazanç, "beyaz" işinden daha cazip ve güvenliydi.
Sıcak parayla finansmanın cazibesi, bizi 2001 krizine gömünce, zihin yapımızı değiştirdik. Çoğu kez dışarıdan gelen "yabancı" sermayenin, "yalancı" olduğuna uyandık. Bugün krizle boğuşan Batı dahi 2011'de pozitif ayrışan Türkiye'ye bakışını değiştirirken eski ballı kazanç rutinlerini korumak isteyenler, buna direniyor. Finansal İşlem Vergisi ile "krizi yaratan sensin, çözüm için para ver" diyen Batı, Türkiye'ye bakışında "yolunacak kaz" yerine "stratejik ortak" dönüşümünü sağlarken bizim "faiz lobisi" bunu reddediyor.
Şimdi, sıcak para ile "soğuk savaş" dönemindeyiz. Bunu da bizzat Başbakan "Faiz lobisine karşı gerekli köşeli, sert çıkışları yapacağız" sözleriyle ilan etti. Sektörün tamamını töhmet altında bırakmak hatalı olur ama "negatif ayrışım" anlamında ben bu "köşeli, sert çıkışlarla" savaşılacak kesimi "finansal tiranlar" diye tanımlıyorum.
Bugün Bütçe, şükür ki fazla dahi veriyor. Ekonomi rekor büyümelerde, üretimden ihracata işler tıkırında giderken faiz lobisinin "ekonomik gerekçeler olmadan" kamunun ve halkın cebinden kendilerine servet aktarımı gayretine şaşırıyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA