Bir ürünün reklamı yasaklanmışsa, ne yaparsın? Söz konusu sıradan bir mal olsaydı "neden yasak olsun ki?" dersiniz. Ancak söz konusu "ilaç" olunca, durum farklılaşır. Reklam yasak olunca devreye ilaç tanıtım elemanı (reprezant) giriyor. İşi, ilaç şirketinin ürünlerini hastane ve doktorlara tanıtmak...
Bu tanıtım süreci sıkı kurallara ve denetime tabi.
Böylece hastalar reklamla kafaları bulandırılıp "hapçı" yapılmamış oluyor. Aynı zamanda reklam yapamayan ilaç firmalarına "tanıtım şansı" sunuluyor.
Kısaca "rep" dediğimiz ilaç tanıtım elemanları, kurdukları siteler üzerinden aralarındaki çürük elmaları ayıklama gayreti göstererek mesleğin itibarını korumaya çalışıyorlar.
Buraya kadar çizdiğimiz tablo teoride mükemmel. Ancak pratikte durum, bazen akıllara durgunluk verecek "sapmalar" gösterebiliyor. İşini iyi yapan, etik şirketleri ve gayretli, dürüst rep'leri "özenle" tenzih ediyorum. Fakat sistemin yaygınlaşma eğilimindeki kötü örnekleri, farklı bir tablo çizebiliyor.
Birincil sorun, ilaç şirketlerinin rekabet düzeyindeki tırmanma... Aynı etken maddeye sahip, jenerik veya orijinal olsun eşdeğer ilaçlar üzerinden, doktorlara yönelik rekabet, çoğu kez yıkıcı olabiliyor.
Düzen, bir rep'in ilacı doktora tanıtımını ve bu sayede, reçete yazarken seçenek oluşturmayı hedefliyor. Fakat yaygın-kötü örnekler, doktorun seçeneğini "zorunluluk" haline getiren ve etik olmayan adımları anlatıyor bize. İkinci sorun, rep'lere verilen dönem sonu kotaların yüksekliği ve bu kotayı tutturamayanların, işten atılmaya varan cezalarla korkutulması... Yılsonu satış hedefini aşan rep'lere verilen "abartılı ödüller" de etik ve kural dışı adımları teşvik ediyor. Ayrıca artan iskontolar yüzünden şirketler, rep'lere yükleniyor, zorluyor, işten çıkartabiliyor.
Doktorlar cephesinde başka bir gerçek, reçetesine az ilaç yazılan hastanın doktoruna karşı duyduğu güvenin azalması... Bu da gerekli olsun olmasın, doktorlar üzerinde "daha fazla" ilaç yazma baskısı doğruyor.
Rep'ler tam da bu aşamada "tanıtım randevularıyla" devreye giriyor.
İlaçtaki bu üçgenin dinamikleri ilginç;
1'nci bacakta, ilaç şirketi kota baskısı altındaki rep'ler yer alıyor.
2'nci bacakta, ahlaksız tekliflerin dayanılmaz cazibesine kapılan doktorlar duruyor.
3'üncü bacak ise ilaç-obur hastalar ve kalabalık reçete talebinden oluşuyor.
İşini etik çerçevede ve kurallara uygun yapanlar itibar etmese de bazı firmaların bazı rep'leri üzerinden doktorlara yönelik ahlaksız teklifleri, inanılmaz boyutlara tırmanabiliyor.
Burada sorgulanması ve tartışılması gereken, bu sistemin aksayan yönleridir.