Türkiye ciro değil, değer üretmeli... Cari açığı azaltmak için zorunlu harcamalarını kısmak yerine, üretimini artırmalı.
İhracatın içindeki "nitelikli mal ve hizmet" oranını, yarıdan fazlaya çıkarmalı...
Made in Turkey seferberliği; işte bu yüzden hayati öneme sahip! "Türkiye'de üretileni kullan" derken; yalnızca tüketim mallarında değil, aynı zamanda ihracata yönelik sektörlerde, yerli ara malı üretiminden söz ediyoruz.
Hammadde tedarikinden ihracata, müşteriye satış sonrasına dek değer zincirinden daha fazla pay alabilirsek, ülkeye yeni zenginlik alanları açmış olacağız. Şu tabloyu anlayabilmek için roket mühendisi hatta ekonomist dahi olmaya gerek yok. Hesap ortada;
1 kilo patates= 1 $
1 kilo tekstil= 10 $
1 kilo makine= 100 $
1 kilo bilgisayar=1.000 $
1 kilo uydu= 1.000.000 $
Patates üretmek için yöre- töre bilgisi yeter. Yöreden toprak bilgisini, töreden de ekim becerisini alırsınız...
Ama "makine üreten makine" için; "yöre- töre" yetmez, bir de "küre" bilgisi gerekir. Küre kitabını doğru okuyabilmeli ve evrensel beceriler kazanmalısınız.
Kilosu "1 milyon $" uydu üretmek yerine kilosu "yok $" mertebesinde uyduruk şeyler üreterek; "nitelikli ihracat" yapamazsınız.
Bir bakanımız; "tekstilden çıkıp otomotive girmeliyiz" demişti. İyi de overlokçuyu, son ütücüyü, 1 aylık kursla otomobil bandına taşıyamazsınız. Onu eğitmelisiniz; hem de yıllarca...
Hele ki uydu üretmek!.. Bunun için öncelikle akıllı insanlar üretmelisiniz. Okullarınızda saç sakal, türbana takılıp kalmak yerine bilim üretmelisiniz.
Yetmiyor, bu çocukları işe alıp, onların fikirlerine "saygı" göstermelisiniz.
Yetmiyor; sizden daha yetkin ve akıllı bu insanların "hizmetine" girmelisiniz.
Yetmiyor; işletmelerdeki "biat kültürü" yerine "demokrasiyi" yerleştirmelisiniz.
Yetmiyor; sizin gibi düşünmeyenleri "düşman" değil, "üretim ortağı" kabul etmelisiniz.
İcat çıkarmalısınız! Efkârlanmalısınız. Fikirler basmalı beyninizi!
Eski köye yeni adet getirebilmelisiniz!
Bizden adamlar ile patates üretirken, bilen adamlarla uydu üretirsiniz.
Ve kazanırsınız, Türkiye'ye kazandırırsınız...
Bu sayede torunlarınıza, bulanık dere suyu değil, portakal suyu içirmiş olursunuz.