Yönetimde bilişim otomasyonlarının yaygınlaştığı 1990'larda, neredeyse her kamu kurumunu "bir numara uydurma" hevesi sarmıştı.
Nüfus cüzdanı numarası, pasaport numarası, sosyal sigorta numarası, ehliyet numarası, vergi numarası ve benzerleri hayatımıza sokulmuş fakat "hayatı kolaylaştırmak" adına hiçbir işe yaramamışlardı.
Mernis'in devreye alınmasıyla oluşturulan "vatandaşlık numarası", hayatın pek çok alanıyla ilişkilendirilince, "olmazsa olmaz" mertebesine yükseldi.
Referandumda, vatandaşlık numarası olmaksızın oy kullanılamayacağı kuralı yüzünden neredeyse toplumun her kesiminde kullanılır hale geldi.
Şimdi bunun benzeri şirketler için geliyor. Belli ki bir adım sonrasında bu şirketlere "vatandaşlık numarası", yasa ve düzenlemelerle hayatla ilişkilendirilecek ve yaygınlık kazanacak.
Her şey güzel de... Nasıl ki vatandaşlık numarası diğer bütün "numaraları" geçersiz kılamadıysa, şirketlere yönelik bu uygulama, mevcut pek çok angaryayı; "devam ettirme" tehdidi taşıyor.
Bugün bırakın TÜİK'i veya ilgili bakanlıkları, illerdeki ticaret ve sanayi odaları dahi, yasal zorunluluk olmasına rağmen, şirketlerin sayısını tam olarak bilmez. Sanayi Envanteri için yıllarca uğraşmamıza rağmen, kaç "fındık şirketi" olduğu bilgisine sahip değiliz.
Bir de ticaret sicilleri ile ilgili uygulamalar var ki, bürokrasinin kralı asıl özel sektör örgütlerinde yaşanıyor.
Umulur ki Mersis sayesinde iş dünyasının bilgi, beceri, ürün, mal ve hizmet envanterine ulaşabilelim.
Bürokrasiyi azaltıp şeffaflığı artıralım derken numara kirliliği yaratmayalım.