Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Dünden sonraki gün

MESS Genel Kurulu'ndayız. Tuğrul Kutadgobilik, başkanı olduğu MESS'in yarım asırdan bu yana endüstri ilişkilerinde "diyalogla" ve "dönüştürerek" yapabildiklerini anlatıyor.
Zihniyetleri değiştirmek, sektörü dönüştürmek, insana yapılan yatırım, çalışma hayatındaki ilişki tarzını kavgadan diyaloga çevirmek ve eğitime "müthiş bir adanmışlık" ile elde edilmiş "muhteşem başarı."
50 yıllık süreçte Türkiye'nin ilk "işveren sendikası" nın öyküsünün özeti gibi.
Mesleğimin ilk yılları, "DGM'yi ezdik, sıra MESS'te" sloganının tanımladığı çalışma ikliminde geçti.
Elimizdeki grev ve lokavta silahlarıyla birbirimizi hırpalayarak harcadığımız "kayıp yıllar" ardından gelinen noktaya baktığımızda; "daha iyilerini de yapabilirdik" diyebiliyoruz. Fakat Marks'ın da dediği gibi "tarihte ne olmuşsa, başka türlü olamadığı için olmuştur" kanaati ağır basıyor.
Çalışma Bakanı Ömer Dinçer, MESS'in 41'nci Genel Kurulu'na da damgasını vuran işsizlik konusunda ilginç bir araştırmadan söz ediyor; "herkes itiraz etti ve onay verilmedi ama bilimsel gelişmeler gösterdi ki özel istihdam büroları sayesinde işsizlik yüzde 1.5 oranında azalıyor."
Bakan Dinçer'e Başbakan'ın "her işletme fazladan 1 istihdam sağlasın" önerisinin altını dolduracak ne gibi adımlar düşünüldüğünü soruyorum. Bakan'ın yaklaşımı, "belli bir program çerçevesinde ve meslek edindirme, eğitim programları eşliğinde" istihdam yaratılacağı yönünde.
Aklıma, şu işsizlik için ürettiğimiz ve çoğu işe yaramayan projeler geliyor. Misal Kurul'da da tartışılan "sendikal özgürlüklere dair anayasa değişikliği sayesinde daha geniş sendikal haklar" konusu. Fakat sorun şu; işsizler, sendikaların kapsama alanına girmiyor.
Tuğrul Kutadgobilik'in, bu değişikliklerden sanayicilerin duyduğu endişeleri dile getirmesine Bakan Dinçer'in cevabı, "daha fazla demokrasi" üzerinden geliyor; "bir işletmenin yaşatılması sadece işverenin değil, aynı zamanda işçinin de sorumluluğundadır. Öyleyse bu sorumlulukları paylaşacak bir örgütsel iklimi yaratmaya ve örgüt ortamında da demokrasiyi kurmaya ihtiyaç ortaya çıkmıştır."
İşsizlerin bir sendika genel kurulunda gündeme oturması sürpriz değil. MESS'in özellikle son 10 yıllık "gelişimi" göz önüne alınırsa bunu daha berrak anlayabiliyoruz.
Rahmetli Sakıp Sabancı'nın "Ücret Pazarlığı mı Koyun Pazarlığı mı?" kitabında tanımladığı sendikal anlayış, (hâlâ bazı fosillerde sürse de) çoktan tarih olmuş durumda.
MESS örneği, sorunların çözümünde sendikaların sosyal sorumluluklarını yeniden düşünmemize işaret ediyor.
Bakan Dinçer, "çalışanların haklarını güvenceye almaya yoğunlaşmış sendikaların", bu gayretlerini saygıyla karşılamakla beraber, bir eksiğe dikkat çekiyor; "Türkiye'de hakları korunması gereken işçiler, sadece sendikalı ve çalışan işçiler değildir. İş bekleyenlerin haklarını korumanın da sendikaların ve kamunun sorumluluğunda bulunuyor."
Temel başarı faktörü, işsizliği ne kadar dert ettiğimize dairdir; "eğer dışarıdaki insanlarımızın işsizliğini dert ediniyorsak, o zaman iş piyasasını mümkün olduğu kadar esnekleştirmeliyiz." Mesela "işe giriş çıkışları kolaylaştırmalı, iş gücü maliyetlerini azaltmalı, iş gücü piyasasındaki diğer katılıkları ortadan kaldırmalıyız."
Ancak bu sayede insanların kolayca iş buldukları bir mekanizma yaratılabilir.
Çalışma hayatı bugün eski ezberleri ile ekonominin yeni paradigmaları arasında sıkışmış durumda. Ya çeyrek asır öncesinin "DGM'yi ezdik sıra MESS'te" üslubuna geri dönecek ya da "ideoloji ekseninden bilimsel eksene" odaklanacağız.
Genel Sekreter İsmet Sipahi'nin kitaplaştırdığı "Dünden Sonraki Gün" kitabı ve MESS Genel Kurulu'nda izlediğimiz "50'nci Yıl" belgeseli, çalışma hayatımızın geride bıraktığı sorunlara derli toplu bakmamızı sağlıyor. Gördüğüm, geçirdiğimiz evrimin, bugünün sorunlarını aşamada daha yetenekli hale gelmemizi sağlamış.
Dünden Sonraki Gün tamam da...
Küresel aktörlük iddiamızda "yarın, artık bugün" olmuştur ve bu gelişim hızımız yeterli değildir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA