Bir sistemin iflasına dair üç tespit...
Birinci tespit : Yıllık cirosu 11 milyar YTL'ye varan ve tüm orta öğretimin neredeyse yerini alacak kadar palazlanan dershane sektörü.
İkinci tespit : Yılda ortalama 2500 lise birincisinin açıkta kalması.
Üçüncü tespit: İlköğretim 6'ncı sınıflarından birindeyiz: Öğretmen, şerit metreyle sınıfa çağırdığı hademe ve öğrencilerin yardımıyla sınıfın enini ölçtürüyor, 5.5 metre çıkıyor.
Sınıfa soruyor; "Peki bu sınıfın yüksekliği tahminen ne olur?" diye. Öğrencilerden gelen cevaplar 300 metre ile 1.5 kilometre arasında değişince öğretmen sinir krizi geçiriyor.
Bir öğrencinin öğretmeni teskin cümlesi, iflasa son noktayı koyuyor: "Ama sınıfın boyunu bize söylemediniz ki!"
Tıpkı "her yöreyi eşit kalkındıracağım" diyen ama hiçbir işe yaramayan "yöresel kalkınma" planları gibi...
"Her öğrenciyi üniversiteye taşıyacağım" diye yola çıkan ancak milyonlarcasını yüksek okul kapısına yığan sistem bugün iflas etmiş durumda. Pek çok insan, ÖSS kaldırılsın diye isyanlarda.
Fakat bu sistemin yerine konulacak bir yapı "henüz" oluşturulamadığından kafalar hayli karışık.
Başbakan "en güçlü liseden mezun olanların dahi hazırlık kursuna gittiğine" vurgu yaparak; "akıl izan sahibi olanları" çözüm için dayanışmaya davet ediyor.
Öğrenim becerilerimizi grafikleştirdiğinizde "normal dağılım eğrisine" ulaşıyorsunuz.
Bu eğrinin yüzde 10'luk kısmı, "derslere Einstein dahi girse, öğrenmeyecek" kesimi oluşturuyor. Diğer uçta ise "okul bile olmasa illa ki öğrenecek" nitelikteki üstün kabiliyetliler yer alıyor.
Bu iki grubu eleyip ortadaki vasat için sistem geliştirdiğinizde, buna "eğitim sistemi" diyorsunuz.
Fakat kabiliyeti dışlayan ve "vasat olmayı besleyen sistem" ile herkesi sonuna kadar okutma saplantımız, bizi iflas noktasına taşıyor. Yeni ezberimiz; "ezbersiz eğitim" lafı olup çıkıverdi.
Bu alanda yeni adımlar atan Bakanlığın çalışmaları, meyvesini ancak 30 yıl sonra vereceğinden bugüne dair müjde taşımıyor.
Her kriz bir fırsatı barındırıyor ise eğitimdeki bu musibetin bize fısıldadığı nasihate kulak kabartma zamanı gelmedi mi?
Eğitim haktır . Doğru.
Her hak da bir sorumluluk barındırmalı.
Eğitimin hakkını veren ile diploma peşinde koşanı bir tutmasak diyorum.