Şu sıralar pirinçteki fiyat oyunları, gündemin ilk sıralarında. Bakanlık, yeterli stoka rağmen fiyat tırmandırmak isteyenlerden söz ediyor. Başbakan, bulgur alternatifini gündeme getiriyor. Pirinççiler de "biz stokçufırsatçı değiliz" demeye hazırlanıyor.
Görünen o ki bir musibet, bin nasihatten daha evla olabilecek muhakeme sürecini tetiklemiş.
Fiyatları otoritenin belirlediği narh döneminde, karaborsaları yaşadık. 5 sente muhtaç zamanları, yağ ve tüp kuyruklarını da...
Serbest piyasa ekonomisinde tüm bunları, "görünmeyen el"in düzenleyeceğini savunan liberal iktidarlarımız oldu.
Fakat bu görünmeyen el'in, kimin sırtını sıvazlayacağını, kimin suratına yumruk indireceğini kestiremedik.
Hele ki 90'lı yıllarda, kendi bankasını hortumlayan, ortağını dolandıran, müşterisini kazıklayan da yine bu "görünmeyen el" olabildi.
Son dönemdeki hammadde ve gıda fiyatlarındaki tırmanışa paralel olarak içeride etiketler üzerinde bir baskı oluştuğunu görüyoruz. Mesela fırıncılar, buğdaydaki artışı bahane ederek, ekmek fiyatını zıplatma hazırlığında. Piyasa dinamikleri, rekabet çözüm olamıyor.
Peki çözüm nedir?
'Görünmeyen el'in fiyatları dengelemediği kesin. Ama fiyatları tepeden belirlemek de işe yaramayacak. Pirinç yerine bulgur yiyebiliriz de ekmeği ikame edecek alternatif yok . Sıkıntı, sadece bu iki alanda değil ki.
Mesela piyasadaki daralmayı bahane edenlerin, borç mükellefiyetlerini yerine getirememesi... Adamın biri "yok" diye ödeyemiyor. Fakat öteki, "var ama ben de ödemeyeyim" kurnazlığında. Bunları nasıl teşhis edecek ve nasıl ayırt edeceğiz?
Bizim bankacılar, kurda kuşa kredi kartı dağıtadursun, İngilizlerin kredi kartını terk ettiğini öğreniyoruz. Gerekçe; ekonomideki kötü gidişata karşı tedbir geliştirmek için nakite geçmek.
Çok şükür İngilizlerden daha akıllı(!) olduğumuzdan, "yoğurduma da 12 taksit yaparım, kime ne" diyebiliyoruz. Yetmiyor, bu anlayışa Bankalar Birliği'ni teslim ediyoruz.
Pirinçle oynayanları bulgurla dengeledik diyelim.
Peki bu anlayıştakilerin alternatifi, bulguru nedir sizce?
İş geliyor, akıl açığında düğümleniyor.
Kriz "olmadan önce" öğrenmemizi yasaklayan bir anayasa maddesi mi var?
Çarşıya pirince gidenler, evdeki bulgurdan olmasın derim.