TCMB, enflasyon oranı politika faizinin üzerine çıkınca enflasyonda odağı manşetten çekirdeğe kaydırmıştı. Çekirdek enflasyondaki düşüşün para politikasında ilave sıkılaştırma yapmamak için bir gerekçe olarak ortaya koyulduğunu düşünüyordum. Ancak, son faiz kararı gösterdi ki, TCMB çekirdek enflasyon söylemini faizleri düşürmeye ortam hazırlamak için kullanmış. TCMB'nin piyasaları ters köşeye yatırarak politika faizini 100 baz puan düşürmesi, bu sözlü yönlendirmenin amacını net biçimde ortaya koydu. Karar metnine bakıldığında bu faiz indiriminin iki temel gerekçesi olduğunu görüyoruz. İlk olarak, enflasyondaki yükselişin arızi unsurlardan kaynaklı olduğu düşünülüyor. TCMB, gelişmiş ülke merkez bankalarını referans göstererek özellikle küresel arz sıkıntılarından kaynaklı olarak enflasyonda yaşanan artışın geçici olduğuna vurgu yapmış. Arızi unsurların zamanla ortadan kalkacağı varsayıldığı için de faiz indiriminin enflasyonla mücadeleye zarar vermeyeceği düşünülmüş. İkinci gerekçe, kredi piyasası koşullarıyla ilgili. TCMB, sıkı para politikasının ticari kredilerde öngörülenin ötesinde daraltıcı etki yarattığını ve son dönemde alınan makro ihtiyati tedbirler (kredi kartı taksit sayısındaki kısıtlamalar ve tüketici kredilerinde vadelerinin düşürülmesi) sayesinde tüketici kredilerindeki artış hızının yavaşlayacağını belirtmiş. Böyle bir ortamda faiz indirildiği zaman, ticari kredilerde rahatlama yaşanacağı ama tüketici kredilerinin ise artmayacağı öngörülmüş.
Ekonomik büyüme halihazırda oldukça güçlü ve dengeli bir seyir izlediği için kanaatimce bu faiz indiriminin ticari krediler ve ekonomik aktivite üzerinde ancak sınırlı bir pozitif etkisi olabilir. Öte yandan, bu sürpriz faiz kararının döviz kurları ve enflasyon üzerinde baskı oluşturması muhtemeldir.
FED'İN YOL HARİTASI NETLEŞİYOR
FED eylül toplantısında herhangi bir değişikliğe gitmedi. Ancak, bu toplantıda para politikasının önümüzdeki 1.5 yılda ilerleyeceği patikaya dair önemli mesajlar verildi. Kasımda azaltılmaya başlanması beklenen varlık alımlarının 2022'nin ortasına kadar sonlandırılası hedefleniyor. Fed Başkanı Powell, geçici olduğunu düşündükleri enflasyondaki tırmanışın arz sıkıntılarının devam etmesinden dolayı beklediklerinden uzun sürdüğünü söyledi. Ama yine de enflasyondaki yükselişin geçici olduğuna yönelik vurgusunu yeniledi. Fed'in bir önceki toplantıda açıkladığı yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 3.4 seviyesindeydi. Bu toplantıda beklentiyi yüzde 4.2 olarak revize etti. 2022'ye dair beklenti ise yüzde 2.1'den yüzde 2.2'ye çekildi. Enflasyonun yüzde 4-5'lerde seyretmesi belki geçici olabilir; ancak, eğer gıda, enerji ve hammadde gibi merkez bankalarının kontrol alanı dışında kalan kalemlerde arz sıkıntıları biraz daha sürecek olursa makul bir piyasa dengesine yeniden dönmek uzun sürebilir. Bu durumda ABD'de enflasyonun yüzde 2'lere geri dönmesi güçleşebilir ve enflasyon belli bir süre yüzde 3'lü seviyelerde dalgalanabilir. Bu durumun sadece ABD'ye değil başta gelişen ülkeler olmak üzere tüm küresel piyasalara olumsuz yansımaları olabilir. Bu senaryo küresel piyasalarda henüz çok fiyatlanmıyor. Ama tüm dünyada politika yapıcıların üzerine düşünmesi gereken bir senaryo olduğu kesin. Fed'in önceki toplantısında 18 üyenin 7'si 2022'de faiz artışı öngörürken, şimdi bu sayının 9'a yükseldiğini görüyoruz. Eğer delta veya başka bir varyant ekonominin bir anda soğumasına neden olmazsa, 2022'de faiz artışına yeşil ışık yakacak Fed üyelerinin sayısında önümüzdeki dokuz aylık süreçte artış görmeye devam edebiliriz. Bir de bakmışız ki, 2022'nin son çeyreğinde ilk faiz artışı gelmiş.