Gelişen teknoloji; bir arkadaşımıza hızlı bir şekilde yazı yazabilmemizi, iş e-postalarımızı kontrol edebilmemizi ve yemek siparişimizi birkaç dakika içinde verebilmemizi sağlıyor. Bu da çevremizle her zamankinden daha fazla şey paylaşmamız anlamına geliyor.
Deloitte araştırmasına göre, tüm yaş gruplarındaki Amerikalılar, uyandıktan beş dakika sonra telefonlarına bakıyor ve telefonlarını günde 150 kez kontrol ediyor.
Cihaz bağımlılıkları, kişisel bağlantılarımızı endişe verici bir oranda tehlikeye attığından yalnızca zamanımızdan ve planlarımızdan fazlasını tüketir.
İçten gülüşlerin yerini emojilere bıratığı bir dönemde, içten konuşmalar pasif agresif tweet haline geldi. Bir fikir hakkında konuşmalar, yeni olan bir şeyler ve arkadaşınızla yapılan günlük sohbetler, halka açık Facebook yayınlarıyla değiştirildi.
En yakın ilişkilerinizde bir çatlak fark ediyorsanız, nedeni arka cebinize çok rahat sığıyor olabilir.
KİMYASAL REAKSİYON OLUŞUR
Çevre ve Davranış'da rapor edilen 2014 tarihli bir çalışmada, Virginia Tech psikoloğu Shalini Misra, 100 çiftin sohbetlerini izledi ve iPhone'un efekti olarak adlandırılan şeyin ne olduğunu saptadı: Çalmıyor olmasına rağmen akıllı bir telefonun varlığı; özel görüşmeleri düşürmekte, kişilerde derin duygularını daha az açıklama isteği oluşturmaktadır.
Bu bulgular, Essex Üniversitesi'nden Andrew Przybylski ve Netra Weinstein'ın desteklediği Sosyal ve Kişisel İlişkiler dergisinde, akıllı telefonların kişiler arası yakınlık ve güven gelişimini engellediğini ve bireylerin anlayış ve empati hislerini azalttığını bildirdi.
Stres vücudun gerçek ya da hayal edilen zararlı durumlara tepkisidir. Tehdit altında olduğunuzu hissedince, vücudunuzda önemli görevleri etkili bir şekilde ele geçirmenizi sağlayan bir kimyasal reaksiyon meydana gelir.
STRES DERİYİ ETKİLER
Bununla birlikte, vücudumuz sadece küçük dozlarda stres almak için tasarlanmıştır.
Kültürel streste veya modern yaşamın stresinde olduğu gibi sürekli ve yaygın stres, vücutlarımızın üstesinden gelmek için tasarlandığından çok daha fazladır ve bizi uzun süreli ve tehlikeli sonuçlar doğurabilecek riske sokmaktadır.
Bu yeni stres türü, hayatımıza o kadar yerleşmiş ki; fark edilmez, ancak tüm vücudumuzda özellikle deride gözle görülür bir etki yaratır.
Zihin, beden ve cilt arasında güçlü, ancak çoğu zaman göz ardı edilen bir bağlantı vardır ve teknoloji bağımlılığımız her birinin endişe verici bir oranda hızla artmasına neden oluyor. Dermatoloji topluluğu ile birlikte uzun süredir cildin görünümü ile genel sağlık arasındaki nöropsikolojik bağlantıları araştırıyoruz.
Amerikan Stres Enstitüsü verileri, kültürel stres gibi kronik stresin bağışıklığı zayıflattığı, iltihabı artırdığı ve yaşlanmayı hızlandırdığı gösterdi.
Gerçek sağlık sadece fiziksel bedenin hastalıktan uzak olduğu anlamına gelmiyor; yaşam tutkusu, arkadaşlar ve aileler ile anlamlı bağlantılar ve kendine özgü olumlu bir anlam taşıyor.
RAHATLAMANIN İYİLEŞTİRİCİ GÜCÜ
Negatif duygular ve stres hastalıklara yol açarak sağlığı kötüleştirdiğine göre pozitif ruh hali, hayata bağlayan ilişkiler ve kendimizi iyi hissettiren terapiler de enflamasyonu yavaşlatarak daha sağlıklı, mutlu ve olabildiğimizce güzel olmamızı destekler.
Cilt sağlığını koruma stratejisinin kilit bileşenlerinden biri, kendinize rahatlamak için zaman ayırmak ve hayattan zevk almaktır. Doğru beslenmede olduğu gibi rahatlamanın farklı yolları, vücut ve cilt sağlığını mümkün kılar. Kendinizi iyi hissetmeniz için birçok yol vardır. Kimileri için aromaterapi mumları ile çevrilmiş bir küvete girmek gerginlikten kurtulmanın en iyi yoludur.
Kimileri için de yürüyüş, zihni boşaltmak için birebirdir. Kafanız karışık olduğunda manikür, masaj yaptırmak veya sadece rahatlatıcı bir müzik dinlemek sizin için gevşemenin en iyi yolu olabilir.
Size en faydalı olanı bulmak için farklı teknikler deneyin. Rahat ve huzurlu hissetmenizi sağlayan doğru kombinasyonu bulduğunuzda bunu rutininize ekleyin.
İsteklerinizi görmezden gelmek ve strese yer açmak iyi bir sağlık, canlılık ve güzellik için harcadığınız emekleri geçersiz kılabilir.
AROMATERAPİDEN YARARLANIN
Masaj, etkili ve popüler bir stres savaşçısıdır. Aromaterapi de tedavilerde rahatlama için kullanılabilir. Bilimsel literatürün büyük bir kısmında; belirli kokuların ruh hali, gerginlik, bağışıklık fonksiyonları ve hatta cilt sağlığı üzerinde etkisi olduğunu belirtilmektedir. Aromalı temel yağlar koklandığında burnun üstündeki sinirler bu duyuyu beynin, kalp atışı, hafıza ve hormon dengesini kontrol eden bölgesine iletir. Güçlükle algılanan kokuların bile nöro kimyasal salgılanmasını sağladıkları tespit edilmiştir. Diğer bulgulara göre beynimizle koku duygumuz arasında güçlü bir bağlantı vardır. Bunun yanı sıra, Alzheimer, şizofreni ve depresyon da dahil olmak üzere birçok nöropsikiyatrik rahatsızlıkta yetersiz koku alma kabiliyetinin varlığı tespit edilmiştir.
Banyoya aromaterapik bir yağ eklemek kokunun iyileştirici gücünden faydalanmanın diğer bir mükemmel yoludur. İçerisinde çözünmüş temel yağlar bulunan sıcak bir suya girmenin, yağların dokular tarafından emilmesini sağladığı düşünülür.
STRESLE BAŞA ÇIKARKEN DOĞRU NEFES ALIN
Stres, hastalıkları ağırlaştıran bir kuvvettir. Hastalığın organik bir nedeni bile olsa rahatlama ve nefes alıp verme vücudun iyileşme sistemine yardımcı olacaktır. Bunu bilmediğimiz için birçoğumuz, özellikle de stres dönemlerinde kısa ve güçsüz nefesler alırız. Bu da yetersiz dolaşıma neden olur ve gerginliği artırır. Kendinizi heyecanlı hissettiğinizde ya da güçsüz soluduğunuzda midenize doğru derin nefes almaya çalışın. Birçok insan birkaç dakikalık derin nefes egzersizinin kendilerini uyandırdığını ve gün boyunca konsantre olmalarını sağladığını söylemektedir.
ÖRNEK DERİN NEFES EGZERSİZİ
1. Bol kıyafetler giyin ve uzanın.
2. Burundan olabildiğince uzun nefes verin.
3. 10'a kadar sayarak burundan nefes alın, diyaframınızın ve karnınızın şiştiğini hissedin.
4. Ciğerlerinizi tam olarak şişirmeye yetecek kadar hava solumaya çalışın.
5. 20'ye kadar sayarak yavaşça nefes verin, ciğerinizdeki tüm havayı dışarı çıkarın.
6. İki-üç dakika kadar devam edin.