Soğuk bir Ankara günü... Ama meydanlar hayli sıcak. Başkent, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı yine bağrına basıyor. O ısıran soğuğa rağmen 25 ilçeden yaklaşık 200 bin kişi Millet Bahçesi'ni dolduruyor. Kadınlar... Gençler... Çok dinamikler... "Reis" ile sürekli göz teması içindeler... Cumhurbaşkanımızın "onay bekleyen" her cümlesine önce onlar "Evet" diyorlar...
Alanın etrafını çevreleyen pankartlar da "anlam yüklü!" En göze çarpanları ise... "Sen bu milletin kabul olmuş duasısın" ve Erdoğan'la Bahçeli'nin tokalaşmasını gösteren "Birlikte Güçlüyüz!"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Mitingi'ne, Moskova'daki terör saldırısını en güçlü şekilde kınayarak başladı. Terörden çok çeken bir ülkenin lideri olarak "kimden, nereden ve hangi gerekçeyle gelirse gelsin her türden terörün karşısında durduğunu" beyan etmesi küresel sisteme mesajıydı!
Sonra iki ana gündem üzerinden ilerledi... 1- Muhalefetin, özellikle CHP'nin içine düştüğü durum ve tutarsızlıklar zinciri. 2- Mansur Yavaş döneminde Ankara'nın hizmetsiz geçen 5 yılı ve bunun kader olmaması gerektiği...
Erdoğan, Rusların meşhur iç içe geçmiş ahşap bebeklerinden örnekleyerek, "Karşımızda Matruşka İttifakı var" dedi ve CHP seçmeninin, DEM Parti ile yapılan işbirliğinden hakiki manada bilgi sahibi olmadığını söyledi.
Ankara özelinde ise 21 yıllık icraat bilançosunu verdi, Turgut Altınok'a destek istedi ve "Beş yıl boşuna geçti. Ankara'yı, Başkentlik sıfatına uygun hizmet vermeyenlerden kurtarma vakti çoktan gelmiştir" vurgusu ile dikkati çekti.
Seçimin son düzlüğüne girerken gündem sadeleşiyor:
1- 16 milyon emeklinin talepleri. 2- Algı belediyeciliği ile gerçek belediyecilik farkı...
Bizzat konuştuğum AK Parti kurmaylarından aldığım sinyal şu... 16 Nisan'da TBMM açılır açılmaz gelir gruplarına göre emeklilerin durumunu iyileştirecek tedbirler ele alınacak. "Emeklilerin sorunlarını muhalefet istismar eder ama Erdoğan çözer" tezi işlenecek.
Merkezi yönetim-yerel yönetim uyumunun, hizmet odaklı siyaset için gerekliliği anlatılacak.
Ve nihayet...
Seçmen nezdinde Erdoğan'ın yeri ayrı. Onu yakından görmek, ona sahip çıkmak bile geniş kitleleri adeta manevi huzura kavuşturuyor. Neden? Çünkü Erdoğan, 4 sarsıntı riski için Türkiye'nin teminatı:
"Siyasi, Ekonomik, Stratejik, Jeolojik!"
