Yerel seçimin dinamikleri; siyasi partilerin tabanları, farklı oy kitlelerine oynayan siyasilerin varlığı ile özellikli bir hal aldı. Hatta "Ben olmazsam senin gibi, seni de ederim benim gibi" anlayışından örnekler de sergilenmeye başladı. Bu bağlamda, Yeniden Refah Partisi'ne (YRP) ayrı bir parantez açmakta fayda var. YRP ile görüşmeler gerçekleştiren AK Parti kurmaylarının ve son olarak Genel Başkan Vekili Efkan Ala patentli beyanların, hem bugüne hem de geleceğe dair önemli sonuçları söz konusu.
Önce… AK Parti-YRP müzakere sürecinde yaşandığı bildirilen aşamaları ve içerikleri ele alalım.
Sonra… YRP için, "siyasal miras" iddiasıyla izah edilen konuma bakalım.
Bilgi sınırlarımız içindeki özete göre…
AK Parti yöneticileri, 31 Mart Yerel Seçimleri için aday belirleme çalışmaları kapsamında YRP'nin yetkili isimleriyle 4 üst düzey görüşme yaptı. Görüşmelerin ilk turunda, tahmin edileceği üzere YRP'liler, beklentilerini en üst düzeyde tuttu. AK Parti tarafı ise "Teklifinizi revize edin, biz de düşünelim, tekrar bir araya gelelim" dedi ama olmadı!
Aktarılan o ki… YRP'nin, "Ankara, İstanbul ve İzmir'de size destek verelim ama diğer illerde kendi adaylarımızı çıkaralım" yaklaşımı ile masaya gelmesi, başlangıçta umut vadetti.
Lakin… Birkaç büyükşehir (Kocaeli, Konya, Ş.Urfa, Malatya gibi) ve il belediye başkanlığı ileri sürülünce işin renginin farklı olacağı anlaşıldı. Tam da bu nedenle AK Parti ile MHP arasındaki ittifakın yereldeki çerçevesi, YRP'li muhataplara bilhassa hatırlatıldı. "İlkesellik, siyasi gerçeklik ve seçim matematiği" argümanları tek tek ele alındı. Belli ölçekteki il ve ilçe belediyeleri ile belediye meclis üyelikleri bağlamında zemin oluşturulmaya çabalandı.
Ancaaaak… Karşılıklı pozisyonların netleştirilmesine çalışıldığı sırada AK Parti teşkilatları sahadan, ciddi duyumlar aktarmaya başladı. YRP'nin, AK Parti'den aday gösterilmeyeceği konuşulan isimlerle, eski AK Partililerle temasa geçtiği bildirildi. Yani… YRP'nin vehmettiği güç bir yana çok yönlü politik kurgu içinde olduğuna ilişkin kuşku, güven ilişkisini zedeledi.
Derken… AK Parti'den sessiz ve derinden yorumlar paylaşıldı…
Örneğin, ilk olarak şu mesaj yansıdı:
"Eğer YRP, 'Ankara, İstanbul ve İzmir'de aday çıkarmıyoruz. Halen eleştirdiğimiz veya eksik bulduğumuz politikalar olmakla birlikte Sn. Cumhurbaşkanı'nı seviyor ve destekliyoruz. İstanbul'da, Ekrem İmamoğlu devri kapansın istiyoruz' diyebilseydi, seçmen nezdinde karşılığı olurdu!"
Bir süre sonra, şu tespit dikkati çekti:
"YRP adeta, 'Yeniden AK Parti' olacağı hevesiyle hareket etmeyi istiyor. Kaldı ki Mayıs 2023 seçimlerinde son anda ittifak yapmasalardı, yüzde 1 oyu bile zor alırlardı!"
Ve nihayet… Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan sadece eşkal çizerek geçse de parti bazında isim zikrederek çarpıcı değerlendirme yapan isim, Efkan Ala oldu. Ala, "YRP'nin, seçime girdiği yerlerde kazanma ihtimali yok ama CHP'nin kazanma ihtimali artıyor" uyarısı ile AK Parti ve Milli Görüş tabanına seslendi.
Elbette…
YRP Genel Başkanı Fatih Erbakan'ın söylediği şekliyle her parti, dilediği seçim bölgesinde yarışa girebilir. Fakat YRP'yi merkezine alan analizler, meselenin bu kadar basite indirgenmesine izin vermiyor. Adı konulmasa bile Erbakan'ın, "siyasal miras saikiyle" de davrandığı izlenimi pekişiyor.
Üzülerek belirtmem gerekiyor ki… 2028 yılı ve Erdoğan sonrası hesapları daha bugünden pek çok aktörün bilinçaltında yaşatılıyor, ister istemez pek çok faktör de bu hesabın içinde yer tutuyor.
Oysa Sn. Erdoğan'ın da dediği gibi… Şu fani dünyada, milletin gücünün üstünde bir güç yok. Yani… "Toplumsal mühendislik de siyasal miras planlaması da milletin ferasetine galip gelemez."