Kabul edelim ki bu, özveri gerektiren bir adaptasyon süreci. Bir yandan milli ekonomi tercihinin devamlılığı diğer yandan da 5 yıllık dönemin -küresel gelişmeler de gözetilerek- yeniden inşası söz konusu...
Politikaların uyumlaştırılması geniş tabanlı siyasal ve toplumsal destek gerektirmekte.
Yani... Türkiye ekonomisine dair sözü olanların acil gerekli gördüklerini ve çözüm odaklı önerilerini Ankara gündemine taşıyacağı ama aynı zamanda paydaşı olacağı kararlar dizisi bizleri beklemekte...
Halihazırda Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek başkanlığında çok yönlü çalışmalar sürdürülüyor.
1- Bakan Şimşek hem siyasi hem de bürokratik kadro yenilemesini tamamlama aşamasında.
2- Ayrıca... Bakan olmadan önce yaptığı durum tespitlerini de dosyalara ve rakamlara hakim olduktan sonra güncelleme durumunda.
3- Elbette, kamu maliyesi restorasyonu ve buna dönük paketin şekillendirilmesi de gerekli. (Ki 2024 Bütçesi de bu kapsamda)
4- Seçim dönemindeki sözlerin öncelik sırasına konularak karşılanması da bir diğer başlık.
5- Deprem bölgesindeki yatırımların finansmanına dönük özel reçeteler geliştirilmesi de ihtiyaç. Zira bir yılda tamamlanacak konutların ardından yıllara sari yatırımlar da mecburiyet.
6- Ödemeler dengesi bilançosunu kısa ve orta vadede iyileştirme planı da kafa yorulan hassas konular arasında.
7- Rezerv biriktirme politikasına ağırlık verilmesi ile birlikte dış kaynak temini de Sn. Şimşek'in doğrudan elinin değmesi beklenen bir diğer alan. (İlk etapta 50 milyar dolar perspektifi çizilmekte)
8- Finans sektöründen başlayarak, ekonomik program güncellemesinde iş dünyası ve çalışma hayatı temsilcileriyle istişare toplantıları düzenlenmesi zaten eşyanın tabiatı gereği. (Lakin bu noktada sayın bakandan talepkâr olmak yerine destek olunması arzu edilmekte.)
9- Merkez Bankası yönetimine ve politika araçlarını kullanmasına dönük güveni pekiştirecek tedbirler de piyasa aktörleri ve uluslararası sermaye bakımından bir gösterge.
10- Yapısal reformlar, kamu harcamalarında tasarruf ve mevzuatkarar öngörülebilirliğinin sağlanması da "güven-istikrar" denkleminin olmazsa olmazları...
Özetle...
Oldukça özellikli bir döneme ve özgün ekonomik çerçevenin yönetimine tanık olacağız. Bu dönem... Tribünden izleyici veya ahkâm kesici olunan, düne ait söylemlerin tekrarlandığı, kişileri hedef gösteren bir dönem olmayacak. Herkes hem işine bakacak hem de elini taşın altına uzatacak.
Ve bilecek ki...
Cumhurbaşkanımızın önderliğinde Türkiye için en iyisine çalışılacak.