Bugün sizden izin istiyorum. Normalde salı günleri ekonomi yazıyorum. Ama bu kez, medyada konuşlanmış çeşitli profilleri, bu kişi ve grupların hareket saikleri ile ilişki biçimlerini anlatıp, eşgallerini çizeceğim. Neden? Çünkü, pek çok noktada mesleki faaliyetleri ile şahsi hesaplarını birbirine karıştırıyor, diğer mahalleye pervasızca ateş edebiliyorlar da ondan!
Sosyal medyayı etkili kullanıyorlar. Bu sayede "kendi gerçekliklerine inanmaya eğilimli" kitleleri kolaylıkla manipüle edebiliyorlar.
Tek yanlı veya çarpıtılmış bilgi/haber paylaşıyorlar. Lakin... Hatalarına rağmen bir biçimde takdir ediliyor ama neredeyse hiç bedel ödemiyorlar.
Meydanı iyice boş bulduklarında, yıllardır birikmiş kin ve nefretlerini etrafa saçıyorlar.
İddia ediyorum. Bunların, tamamına yakını Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a odaklı gündemleri olmasa ya doğru düzgün yazı yazamaz, iki kelam edemez ya da birbirlerine sardırır, iç kavgaya tutuşurlar. Yani.. Önemli bir bölümünün -sözde- popülaritesi de Erdoğan karşıtlığı üzerine kurulu. Cumhurbaşkanı ve AK Parti'nin bulunmadığı bir denklemde maaşı hak edecek habercilik performansları ise hak getire.
Örneğin, bu figürlerden biri geçenlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son dış gezisinde sorulan soruları bahane ederek, bilmediği fakat yarım yamalak duyduğu ortam hakkında, programı izleyen gazetecileri de mesleki açıdan itibarsızlaştıran, buna karşın "yüksek şahsını!" duayenmiş gibi yücelten ileri geri yorumlar yaptı. Mesele yorumu değildi. Tamamen uydurduğu senaryoya, mutlak olarak inanmasıydı. Ne imiş? Sorular önceden şöyle veriliyor, hazır cevaplar yazılıyormuş. Külliyen yalan! Beyefendi, hanımefendi... Soru sormakla sizin adınıza sorgulama yapmak arasındaki farkı herkes biliyor. Kerameti, kişiliğinizde olduğunu öne sürdüğünüz özelliklerde aramayın lütfen, bulamazsınız.
Hayata bakışımız elbette farklı. Amma velakin... En dürüst, en temiz, en demokrat, en kahraman falan değilsiniz, hiçbir zaman olmadınız da. Eleştirdiğiniz gazetecilerin fikirlerini beğenmeyebilirsiniz. Bu tepkisellik sizlere, itibar suikasti hakkı, etiketleme yetkisi ve dışlama gücü kazandırmaz! Her dönemin öne çıkan aktörleri vardır, olacaktır da. Tekil örnekler üzerinden genelleme yapma ve değersizleştirme kabiliyetinizi başka alanlarda kullansanız hem aileniz hem de memleketiniz için daha faydalı iş yapabileceksiniz.
Kusura bakmayın. Çoğunluğunuz... Ehli keyiftiniz, medyadaki eski düzende pamuklara sarılıp büyütüldünüz, müesses nizamın bekçiliğini yaptınız. Bugün laf söylediğiniz kimi patronların bir dönem sizleri en üst makamlarda tuttuğu günlerde nasıl temenna ettiğiniz, sonra da ekmek yediğiniz yere neler söylediğiniz hâlâ hafızalarımızda kazılı.
Ayrıca... Bir gencin elinden tutup, yetiştirmediniz, pek çoğunun hayalleri ve gururları ile oynadığınız gerçeği ise herkesin bildiği sırlar arasında.
Bu ve benzeri simaları yüreklendiren gelişmeler, 2021 yılının sonlarında yaşandı. Bilhassa kur oynaklığının arttığı haftalarda, öylesine gözü kara açıklamalarda bulunmaya, sağa sola arsızca sataşmaya başladılar ki... "İktidar gidiyor şehvetine kapılarak" ayaklarının yerden kesildiği anda, 20 Aralık Kararları ile bir nebze olsun yer yüzüne döndüler. Moralleri bozuldu. Bu sefer, Türkiye Modeli çabasını küçümseme, altını boşaltma, tasarruf sahibini endişeye sevk etme ataklarına giriştiler.
Malûm medyadakiler arasında...
Yabancı sivil toplum örgütleri ve düşünce kuruluşlarına angaje olanlar,
İktidara yanaşmak için aracı kullanıp, netice alamayınca fabrika ayarlarına dönenler,
AK Parti'den kopan isimlerin yanı sıra bünyedeki sorunlu siyasilerden maksatlı şekilde beslenenler,
Medyadaki pozisyonunu kaybetmiş olmanın kızgınlığı ile davrananlar,
İdeolojik ayrışmalarını, muhafazakar dünya ile takıntı düzeyinde zihni çatışmaya dönüştürenler,
Müzmin muhalif karakteri ile her şeye karşı olanlar,
Etnik, mezhebi faktörlerle katılaşmış haleti ruhiyede, elinde çekiç herkesi çivi görenler azımsanmayacak ölçüdedir.
Etik, çizgisinde kırıklık yaratmamaya özen gösteren, eleştirdiği hususlarda tutarlı, medyadaki tanınırlığını güç olarak değil de sorumluluk olarak görenleri tenzih ederim. İyi ki varlar ama azlar!