Öngördüğümüz gibi, 2022 yılının belirleyici yönünü yine "ekonomi" oluşturacak. Ekonomi, bir süre "ileriye yönelik olumlu gelişmeler" ile "dönemsel zorlu veriler" arasında seyredecek. Cumhuriyet tarihinin ihracat rekoru bir yanda, enflasyondaki yüksek seviye diğer yanda. Tam da bu nedenle, ekonomide olup bitenleri iyi anlamak ve anlatmak zorundayız.
Örneğin…
2021 yılı enflasyon oranları! Tüketici fiyatları bazında bakıldığında kurdan enflasyona geçişin izleri kadar, bunu da aşacak şekilde etiket fırsatçılığının izleri de görülüyor!
Veya üretici fiyatları… Evet yüksek. Ama enflasyonun bileşimi siyasal karar vericiler için kritik önem taşıyor. Ve şu an maliyet enflasyonu gerçeği ağır basıyor. Küresel enerji fiyatlarındaki yükseliş, tedarik sorunları, ilave lojistik maliyetleri hepsi iç içe geçmiş durumda. Bu zorlu tablonun yönetimi ise verimlilik artışı, etkili maliyet yönetimi, daha fazla ihracattan geçiyor. İhracatçı olmayan firmaların da dış ticarete yönelmesi veya ihracatçı firmalarla çalışması gerekiyor. Ki Ticaret Bakanlığı'nın ülke genelinde bu dönüşümü destekleyecek hazırlıkları da var…
Şimdi bir an düşünelim…
Dün açıklanan enflasyon rakamlarından sonra eskiden olsa ne yaşanırdı? Tabii ki "faizlerin artırılması" baskısı… İyi de talep enflasyonu görülmeyen bir piyasada, kurlardaki hareketliliği önlemek için faize abanmak, reel sektörü felç etmek anlamına gelmez mi? Yıllarca bu kurgu üzerinden gidilerek, ekonomi adeta kemoterapiye tabi tutulmadı mı? Sanayinin üretken hücrelerinin bağışıklığı yok edilmedi mi? Bugünkü enflasyona bakarak, faizleri artırmak "doğru bilinen yanlışı tekrarlamaktan" başka işe yarar mı?
***
Gelgelelim…
Enflasyon çok hassas bir konu. Fiyat ayarlaması yapabilen işletmeler bir şekilde kendini korumaya alabiliyor. Peki ya dar ve sabit gelirliler? İşte onlar için de Hükümet, asgari ücretten memur maaşına, emekli aylığından yaşlılık ve engelli bakımı ödemelerine kadar tüm sosyal harcamaları, refah payı da içerecek şekilde düzenlemeyi esas alıyor. Lakin… Enflasyonun hızla tek haneli patikaya doğru çekilmesi ve fiyat yapışkanlığının kırılması ilave çaba ve hatta tedbir gerektiriyor.
Hali hazırda, "yönetilen ve yönlendirilen fiyatlar" olarak bilinen kamu kaynaklı ayarlamalar da yapıldığı ve kamu finansmanında denge gözetildiğine göre… Bundan sonrasında idari, mali ve sosyal reçeteler art arda açılarak, gerek gönüllü katılım gerekse piyasa denetimlerinin caydırıcılığından istifade ile kısa vadede enflasyona odaklanmak aciliyet taşıyor.
Zira…
Yatırım yapılabilir seviyede faiz, artan üretim, tempolu ihracat, ithal ikameci güncel yaklaşımlar ve haliyle cari fazla performansı, enflasyonu orta-uzun vadede kalıcı olarak düşürmenin ana yolu olarak görünüyor.