Elbette sosyal medya, çağımız iletişiminin en önemli aracı. Ama hayat, sosyal medyadan ibaret değil. Yani, "sosyal medya yıkılıyor" denildiğinde, aslında hayat yıkılmıyor. Bir şekilde akışına devam ediyor. Buna karşın sosyal medya kurgusu, mermere damlayan su misali zamana yaygın biçimde görevini ifa ediyor. Yani, çarpıtılmış algı üretebiliyor. Veya yarattığı "yeni gerçeklik" üzerinden kitleleri peşinden sürükleyebiliyor.
Yakın zamanda AK Parti'nin Tanıtım ve Medyadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, konuğumuz oldu. Dağ, her mecranın özgün koşullarına ve diline göre bir yol haritası hazırladıklarını anlattı. Böylece, 5 ayaklı iletişim stratejisi geliştirdiklerini belirtti...
1- Sosyal medya.
2- Yazılı-görselsözlü medya.
3- Milletvekilleri.
4- Teşkilat.
5- Belediyeler.
Örneğin, twitter aynı anda hem siyaset yapmak hem de icraat paylaşmak için kullanılabilir. Ki muhalefeti organize eden akıl, bir süredir bu çizgiyi takip ediyor. Bir yandan iktidara ilişkin negatif kamuoyu oluşturacak şekilde muhtelif iddialar paylaşıyor diğer yandan da kendisini yakın addettiği siyasilerin çalışmalarını övüyor. Böylece, iktidar tarafının yaptığı iyi ve doğru işler çoğu kez gölgelenirken, eleştiriye açık yönler büyüteç altında tutuluyor. Haliyle sosyo psikolojik ortam, yani tepkisellik güdüleniyor. Gerçekler izah edilene kadar yalanlara birkaç tur attırılıyor. Olumsuz algıyı değiştirmek çok da kolay olmuyor.
***
Evet, günümüzün iletişimi "algının, olguların önünde gitmesine" yol açıyor. Sosyal medya kanalları ise anlık aktarımlarla yetinen, ilk paylaşımı fazla sorgulamayan, yakın hissettiği kişi ve kurumlardan gelen bilgileri mutlak doğru kabul eden toplulukları manipüle edebiliyor. Hatta belli kararlara ve davranışlara yön verdiği gibi kendi karşıtlığını da türetebiliyor. Bu alanda fırtınalar koparken, hayatın gerçeklerinin ıskalanmaması gerekiyor. Her dakika sahaya çıkmak, vatandaşın nabzını tutmak, derdini dinlemek, çözüme katkı vermek siyasetin ana fonksiyonu olmayı sürdürüyor. Maalesef son dönemde, AK Parti kadrolarının hatırı sayılır bölümünde sosyal medya görünürlüğü ile hakiki siyaset yapma tarzı neredeyse eş değer hale getiriliyor. Şu kadar tweet atmak, davaya bu kadar hizmet etmek şeklinde yorumlanabiliyor. Halkla buluşma anlarında ise dışarıya sunulan görüntü, asıl faaliyetin önüne geçebiliyor. Görünür olmakla gönülde olmak arasındaki ayrım ihmal edilebiliyor.
***
Türkiye, içerideki gündemin zorlu yanlarıyla mücadele ederken dışarıda da kritik olayların kavşağında bulunuyor. Asırlık tecrübeler gösteriyor ki... Ne zaman tarihi haklarımıza erişsek mutlaka ülkede bir şeyler olup bitiyor. Enerjimizi içeride tüketmemiz hedeflenirken çevremizde stratejik dengeler kuruluyor. Bugün de Kuzey Afrika'daki, Doğu Akdeniz'deki, Karadeniz'deki, Kafkaslar ve Balkanlar'daki gelişmelerin tümü Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor. Bölgede hesabı bulunan aktörlerin tümü ya Türkiye'yi yanına çekmeye ya da istikrarsızlaştırmaya uğraşıyor. Hal böyle olduğu içindir ki emekli amiraller bildirisini de ciddiye almak durumundayız halkı birbirinden soğutan, moralini bozan girişimlere karşı da uyanık olmak zorundayız.
Tabii ki günün sonunda, marjinal odakların tetiklediği başlıkların akıntısına kapılmadan, kucaklayıcı olmak iktidara düşmektedir.
NOT: Rahmet, bağışlanma ve günahlardan kurtulma... İşte Ramazan'ın mesajı... Bu mübarek günlerin tüm kalpleri aydınlatmasını, nefislerin terbiye edilmesini, maddi ve manevi arınmaya vesile olmasını dilerim.