Hepimiz, "Şu 2020 yılı bir bitse de kâbustan uyansak!" modundayız.
Depremi yaşamayan bilmez! Ağustos 1999 Marmara ve Kasım 1999 Düzce depremlerini iliklerine kadar hissetmiş biri olarak İzmirlilere "geçmiş olsun" diyorum.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
Zorlu günler millet olma bilincinin pekiştiği, devletin gücünün ve müşfik yüzünün görüldüğü günlerdir. Kalbimiz, gönlümüz, desteğimiz İzmir'de yaşayan tanıdık- tanımadık tüm insanlarla beraber.
Deprem üzerinden fitne üretenlere, provokatif mesaj atanlara aman dikkat! Bizlere düşen dua, bizlere yakışan iyi niyettir.
Allah,
Kimseyi büyük acılarla imtihan etmesin.
Allah,
Önce tedbir, sonra teslimiyet içeren tevekkülden ayırmasın...
***
Marjinal oy partileri ve erken seçim hesabı!
Güne, eski Başbakan Mesut Yılmaz'ın vefat haberi ile başladık. Allah rahmet etsin. Ailesine sabır versin.
Derken önce İzmir'i, sonra yüreğinde insan sevgisi taşıyan herkesi sarsan deprem haberine üzüldük.
Allah beterinden saklasın...
Böylesine hassas bir ortamda siyasi içerikli yazı yazmak da kolay değil...
Lakin...
Cumhuriyetimizin 97. yılını idrak ettiğimiz gün, CHP Genel Başkanı'nın yine sandıktan söz etmesi, bu tarz söylemlerine muhtelif anket şirketlerinin araştırma adı altında paylaştığı manipülatif verilerin eşlik etmesi, hiç hesaba katılmayan bazı gerçekleri yazmayı ister istemez zorunlu kılıyor.
Türkiye'de ortalama 50 milyon oy sandığa yansıyor. Yüzde 1'lik dilime 500 bin oy isabet ediyor. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ülkeyi idare etmesi için yüzde 50+1 oy gerektiğinden marjinal oy oranına sahip partiler bir hayli motive edilebiliyor. Yüzde 1-3 aralığında oy oranına talip partiler, ittifak zinciri içinde güçlerinin ötesinde ağırlığa veya pazarlığa sahip olacağını düşünüyor. Tam da bu nedenle sağda ve solda bir dizi küçük parti siyasi yelpazede konuşlanıyor. Haliyle araştırma şirketleri bu partileri denkleme alarak bir netice üretmeye çalışıyor.
O zaman yeterince dikkate alınmayan kritik bir detayı paylaşarak devam edelim...
AK Parti'nin sadece bu yıl, pandemi şartlarında kaydettiği üye sayısı 1 milyonu aşıyor. Yıl sonunda bu sayının 1.5 milyonu bulması ihtimal dahilinde. Yani... "Erdoğan'a sahip çıkmak için üye oluyoruz" diyen hakiki ve samimi kitlenin güncel karşılığı yüzde 3 ilave seçmen katkısı anlamına geliyor.
Ve bir bilgi daha...
AK Parti, 11 milyon üyesinin doğrudan katılabildiği bir telefon uygulaması ile istediği an Türk siyasi tarihinin en büyük ölçekli anketini yapabilecek kapasiteye sahip. Esasen bu tür bir imkân, salgın şartları nedeni ile birebir ve sıcak temasını sınırlandırmak durumunda olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a ilk elden, açık ve net nabız tutma fırsatı da veriyor.
Özetle...
Seçim pilavı pişirmeye çalışanlara söylenecek tek söz var:
"Bu pilav daha çok su kaldırır!"