Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bir özelliği artık çok iyi biliniyor.
Nedir o?
"Eser siyaseti" ile kendisini var etmesi, sonra da "bıkıp usanmadan icraatını anlatması."
Hatta her fırsatta tekrar etmesi...
Bugün, partili arkadaşlarının bile "Bu kadar detaya girmese miydi acaba?" diye yoruma tabi tuttuğu o özgün aktarım biçimi acaba neden sürdürülüyor?
Bir başka ifade ile Cumhurbaşkanı hemen her alanda yapılanları coşkuyla paylaşmaktan neden vazgeçmiyor?
Öyle ya "yapılanlar zaten ortada" denilebilir. Ama öyle değil.
Birincisi, Erdoğan'ın dün ile bugünü karşılaştırma ve yarına ışık tutma çabasında, somut yatırımlar ve sağladığı katkılar önemli yer tutuyor.
İkincisi, Erdoğan defalarca karış karış dolaştığı yurdun her bir köşesinde değişimin dinamizmini gördükçe müthiş enerji depoluyor.
Üçüncüsü ve en mühimi... Toplumun her kesimi, her bilgiye aynı anda ve eşit içerikte ulaşamıyor. İcraatın farkında olanlar kadar yapılanları bilmeyenler de oluyor. Veya gün geliyor, yapılıp edilenler hep varmış algısı yerleşiyor. Haliyle Erdoğan hem kanıksanmışlığı kırmak hem de "Ne yapıldı ki?" küçümsemesine kapılanları gerçeklerle yüzleştirmek istiyor.
***
Eserleri ile anılmaktan büyük haz duyan Cumhurbaşkanı, tarihten gelen problemlerin çözümüne, toplumun vicdanında kanayan sorunların üstündeki örtünün kaldırılmasına ek olarak, manevi değeri yüksek iş ve işlemlerin de neticelenmesini yine eser siyasetinin bir parçası gibi görüyor.