Eski defterlerin açılması söylemi gerek insan hayatında gerekse devlet hayatında en hassas konuların başında gelir. Meselenin gizemli yönü bir yana, özel ve gizli kalması gereken bahisler üzerinden mesaj verilmesi özünde tehdit de içerir. Çoğu zaman bireysel tatmin duygusu dışında fazla bir amaca da hizmet etmez. Tarihe mal olmuş konuların, duygusal çıkışlarla gündem yapılmak istenmesi, esasen tarih yazılırken zamanında ve yeteri kadar tavır alınamamış olması ile de ilgilidir. Yani... Eski defterler kadar, eskimeyen defterler ve notlar da vardır.
***
Eski
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, sadece kendi özellikli ruh hali açısından anlaşılabilir bulunan hissi patlaması, bireysel ölçekten devlet işlerine kadar uzanırsa ne olur?
Tabii ki sadece yıpranma, yıpratma, rakiplere malzeme verme faaliyeti olur. Ne kendisi kazanabilir ne de hesaplaşma içine girmek istediği aktörler. Kaldı ki bu tarz tepkiselliğin günün sonunda kamuoyundaki algıyı kırmak bir yana daha kemikleştirmesi de kuvvetle muhtemeldir. Bu bakımdan, siyaset iddiası olan şahsiyetlerin, dünle ilgili takıntılarını bugüne taşıması değil gelecekle ilgili ne söyledikleri önem kazanır. Kuşkusuz,
"Dünü bilmeden, yarına bakmak, yeni hamlenin meşruiyetini açıklamak mümkün olamaz" türünden bir mazeret eski başbakan ve taraftarlarınca ileri sürülebilir. Bu manadaki gerekçe üretimi dahi dar bir çevrenin eteğindeki taşları dökmesinden öteye geçemez.
***
Sn Davutoğlu'nun, özellikle başbakanlıktan ayrılma biçimi ve bu noktadaki kırgınlığı çokça tartışılırken,
AK Parti Genel Başkanlığı'na, dolayısı ile Başbakanlığa gelişi aynı ölçüde tartışılmamaktadır. Acaba, AK Parti yönetimindeki oylamada en çok oy Sn Davutoğlu'na mı çıkmıştır? Yoksa o gün lider üzerinde etkili kimi partili isimlerin, ikna gücü inkar edilemez düzeydeki senaryoları mı etkili olmuştur?
***
Amaç üzüm yemek ise sorumlu makamda memlekete hizmeti geçmiş isimleri değersizleştirmemek esastır. Devlet görevlerine gelmekten kaynaklanan ve ebedi olarak kullanım imtiyazı veren sıfatların itibarının korunması ise biz yazıp, çizenler kadar o sıfatları taşıma iddiasında olanların da asli vazifesidir.
Davutoğlu dönemi için söylenecek epeyce husus söz konusu olabilir.
Ama... Bence bugün için erken...
İlerideki tartışmalara ışık tutması için zihinlerde bir kenara yazılması gerekenler ise ana hatları ile bilinmektedir...
AK Parti'deki genel başkan değişimi sonrası kapsamlı ekip revizyonu ve partide yeni siyasi merkez oluşturma çabaları...
"Yetkimi sonuna kadar kullanırım" tezi ile ifade edilse de liderle
çatışmayı teşvik edenlerin etkisinde
kalma boyutu... AK Parti'de 2014 öncesine
yüklenen siyasi mana ile sonrasına
ilişkin yol haritası arasındaki anlayış
ve felsefe farkı... Rakipleri etkisiz kılmak
için kullanılan argümanlar ve kimi devlet
imkanları!.. Kamuoyu önünde çizilen
portre ile özel görüşmelerde sergilenen
tavırlar arasındaki farklar ve tutarsızlıklar... Cumhurbaşkanlığı-Başbakanlık- Parti kurumsal yapısı ve kadroları arasında güven verici denge kurulamaması...