"İstanbul seçimlerini bu kez farklı kılan en belirgin husus nedir?" diye sorulduğunda mesele gelip, CHP'nin siyasi genetik kodları ile CHP adayının bireysel sunuşu arasındaki ton farkında düğümleniyor.
Yakın zamana kadar CHP, seçim dönemlerinde taktik hamleler yapardı.
Geniş seçmen kitlelerine yönelmek yerine geçici olarak "sağa çekerdi!" Bu balans sapması sadece sağ yelpazeden veya muhafazakar kanattan aday transferi şeklinde tezahür eder, ne seçmen çoğunluğunu ne de CHP tabanını tatmin ederdi.
Lakin şimdi durum biraz değişmiş gibi görünüyor. Onca denemeden sonra CHP, içini değil ama vitrinini yenileyerek mayayı tutturduğunu düşünüyor.
Buna karşın İstanbullular da bir "siyasi yanılsama riskini" göze almaya teşvik ediliyor. Nihayetinde CHP, değişen Türkiye'ye göre kendisini yeniden inşa etmedikçe, CHP adayının değişmesi ne kadar sürdürülebilir olabilir ki?
***
Kuşkusuz
AK Parti de son 17 yılda hız kazanan sosyolojik değişimden kurumsal olarak nasibini almakta ve özeleştiriye zorlanmakta. Parti, hem bünyesinden doğan ve yol ayrımı yaşayan kadroların hem de değişik politik kutupları muhalefet bloğunda buluşturan hamlelerin baskısı altında. Bir yandan ülkeyi yönetme sorumluluğuyla hareket ederken diğer yandan parti içi ve dışı muhalefeti de göğüslemek durumunda.
Yani... Hareket halindeki otobüsü, yolcuların konforunu azaltmadan, ortalama hızını da koruyarak rektifiye etme yüküyle karşı karşıya.
***
Bugün Türkiye'nin öncelikli iki gündemi AK Parti'nin içinde ve isminde gizli.
"Adalet" ve
"Kalkınma!" Demokrasi tabanının genişletilmesi, insan hak ve özgürlüklerine güçlü teminat sağlanması, toplumsal refahın artırılması ortak paydasında mutlak mutabakat sağlanması çok değerli.
Nitekim...
AK Parti'ye hayatında en az bir kez oy vermiş ve oranı yüzde 70'i bulan kitlelerdeki sorgulama veya sandıktaki oynaklık büyük ölçüde adalet-kalkınma dengesi ile ilgili.
Ancak...
2013'ten bu yana sokak hareketleri, yargı-emniyet eksenli sinsi operasyonlar, azdırılan terör, 15 Temmuz açık darbe girişimi ve nihayet kur saldırıları ile hedef alınan hükümetin,
"özgürlükgüvenlik" ekseninde düz çizgi tutturması da kolay değildi. Ankara'da devlete çeki düzen verme çabası sergilenirken AK Parti'yle temayüz eden kimi kadroların daha dar ve kısa vadeli önceliklere takılıp kalması da seçmenle mesafenin yer yer açılması ile sonuçlandı.
Gelinen noktada...
"Yargı Reformu Strateji Belgesi, Yeni Ekonomi Programı ve Türkiye İttifakı" çağrısı birlikte değerlendirildiğinde
AK Parti liderliğindeki istikameti
tayin ve tespit etmek mümkün. Bu perspektifin
başarısı ise
İstanbul üzerinden
kırılma yaşanıp yaşanmayacağıyla da
ilintili.