Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'na işlem yaptırmak üzere giden ve bir daha kendisinden haber alınamayan Cemal Kaşıkçı olayı için "Sıradan bir olay değil, endişelerimiz var. Ülkemizde cereyan etmiş böyle bir hadiseye sessiz kalamayız" dedi. Macaristan'a gerçekleştirdiği resmi ziyaretten dönüş yolunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan özetle şu mesajları verdi:
TÜM BOYUTLARIYLA ARAŞTIRIYORUZ
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı ile ilgili yeni bilgiler var mı? Bunun Türkiye'ye yönelik bir operasyon olabileceği de konuşuluyor...
Olayı tüm boyutlarıyla araştırıyoruz. Ülkemizde cereyan etmiş bir hadise ve sessiz kalmamız mümkün değil. Çünkü sıradan bir olay değil. Türkiye'ye girişler, çıkışlar vs. dahil gereken her şeyi mercek altına alındı. Olayın cereyan ettiği Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda kamera sistemlerinin olmaması mümkün mü? Yani buradan bir kuş uçsa sistemler bunu yakalar ki onlarda bu sistemlerin en ileri dereceleri vardır. Şu anda tahminler üzerine değerlendirme yapmam doğru olmaz. Ama endişelerimiz var. Bu endişelerimizi ABD'nin de aynı şekilde telaffuz ettiğini görüyoruz.
MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR
Ana muhalefet partisinin grup toplantısında Suudi Başkonsolos'un sınır dışı edilmesi gibi bir çağrı vardı...
Türkiye'yi ana muhalefet idare etmiyor, onlar kendi işlerine baksınlar. Bizdeki ana muhalefetin bu ülkeyi belli yerlere şikâyet etmekten başka özelliği yok. Ekonomide Türkiye'yi nasıl daha zor duruma sokacaklarının derdindeler. Diplomasiden de anlamıyorlar.
İnönü ile ilgili gösterdiğiniz fotoğrafa CHP'den itirazlar geldi...
Evet, o toplantıda İnönü ile ilgili gösterdiğim fotoğrafa CHP'liler itiraz etmişler. Tek bayrak değil de çift bayraklıymış. Ben tek bayrak demedim ki zaten. Gösterdiğim fotoğrafta, zaten tek mi çift mi belli. İki tane çubuk orada gözüküyor. Bir tanesi Amerikan bayrağı. Bu da ortada. Şimdi çıkarmışlar tersinden gösteriyorlar ama yine de gizleyememişler. Çünkü mızrak çuvala sığmıyor.
BAHÇELİ İLE GÖRÜŞME
Rahip Brunson'ın 12 Ekim'de (yarın) duruşması var. Amerikalılar nobran üsluplarını terk etmiş gibi gözüküyorlar ama yüksek bir beklenti içindeler...
Ben yargıya müdahale edecek konumda değilim. Ben, demokratik bir cumhuriyet olan, bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanıyım. Yargı ne karar verirse o karara uymak zorundayım. O işin muhatabı olanlar da uymak zorundadırlar.
Macaristan dönüşü Sayın Devlet Bahçeli'yle bir görüşme gerçekleştireceğinizi açıklamıştınız... İttifak ve af konusuyla ilgili nasıl bir gelişme olabilir?
Özel kalemim büyük ihtimalle Sayın Bahçeli'nin özel kalemi ile irtibatı kurar. Perşembe (bugün) uygun olursa görüşmemizi yaparız. Bu görüşmede son gelişmeleri, ittifaktı vs. hepsini ele alma fırsatımız olur.
Politika kurullarında çok seçkin isimler var. Nasıl hareket edilecek?
Konu başlıklarına göre her kurulu tek tek toplayacağım. Bu kurullarla toplantılarımızı yaptıktan sonra, başkan vekillerimizle kurullar çalışmaya başlayacak. Kurulların çalışma takvimini de zaman zaman vekillerim belirleyecekler. Bunlar daimi üye olarak çalışmayacak. Başkan vekillerimiz onlarla haftalık olur, aylık olur bir araya gelecek.
ATATÜRK HİSSELERİ HAZİNE'YE
Kılıçdaroğlu 900 bin TL'nin üzerinde tazminat ödedi. Daha önce, CHP'nin İş Bankası'yla ilişkisini doğru bulmadığınızı söylemiştiniz...
Mesele İş Bankası değil. Mesele, Atatürk'ün vasiyetidir. Kılıçdaroğlu, 'Oradan kasamıza giren para yok' diyor. Ben 'Senin kasana para giriyor' demiyorum ki. CHP niye dört adam koyuyor yönetime? Efendim hiçbir inisiyatifleri yokmuş. Böyle bir saçmalık olur mu? Şayet inisiyatifleri yoksa o 4 kişiyi çeksinler o zaman. Biz diyoruz ki 'Buradaki Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vasiyeti neyse bu vasiyetin Hazine'ye devrini gerçekleştirelim.' Çünkü bu şahıslara ait bir hak değildir. CHP'nin hakkı hiç değildir. MHP'li arkadaşlarla yapılacak bir yasal düzenlemeyle bu iş yoluna koyulabilir."
MENBİÇ'TE GECİKME VAR
"Menbiç meselesinde bir gecikme var. Ortak eğitim başlıyor. Ayrıca YPG sonrasında Menbiç'i yönetecek kişilerin seçimiyle ilgili çalışma devam ediyor. Bir gecikme var ama tamamen ölmüş değil. ABD Dışişleri Bakanı Pompeo da Savunma Bakanı Mattis de önümüzdeki günlerde somut adımlar atacaklarını söylüyor."
İsrail basınında, Tel Aviv'le karşılıklı olarak büyükelçilerin geri gönderileceğine dair haberler çıktı...
An itibarıyla gündemimizde bu tür bir konu yok. İslam İşbirliği Teşkilatı'na başkanlık ettiğimiz bir dönemde Kudüs'le, Filistin'le ilgili gelişmelere duyarsız kalamayız.
AFRİKA'DA TÜRKİYE FARKI
"Macar dostlarımızın Türkiye ile Afrika'da yatırımlara girilmesini arzu ettiklerini gördüm. Afrika'daki tecrübemizi çok anlamlı buluyorlar. Onların Afrika'daki büyükelçilik sayıları sınırlı. Göreve geldiğimizde 2002'de Afrika'da 12 büyükelçiliğimiz vardı. Şu anda 41. Afrika'da, irtibat halinde olduğumuz ülkelerin de bize karşı muhabbetleri çok iyi konumda. Mesela büyükelçilik açacağımız yerlerde 'Bize, 2-3 dönüm yetmez 10-15 dönüm yer verin' dediğimizde hiçbirisi 'Hayır' dememiştir.
Somali bize 85 dönüm yer verdi. Dünyada en büyük büyükelçiliğimiz külliye olarak Somali'dir. Amerika, İngiltere büyükelçiliğinin karavanda olduğu bir ortamdan söz ediyoruz."
VİŞEGRAD BEŞLİSİ...
"Macaristan Başbakanı Orban, 'Moskova-Berlin-Ankara, böyle bir üçgendeyiz' dedi. Bu anlamlıydı. Görüşmelerimizde, 'Vişegrad Dörtlüsünü gelin Vişegrad Beşlisi yapalım' dedik. Onun üzerine çalışma sözü verdi. Slovakya tamam dedi. 'Merkel'i zaten sen biliyorsun' dedi. Bunu da bu şekilde çözeriz dedik. Vişegrad Beşlisi oluşumu gerçekleşirse çok önemli olacak."