Yeni ekonomi programı ve piyasaların merakla beklediği yol haritası için önümüzdeki hafta hayli hareketli geçmeye aday. Nedenine gelince...
23-27 Eylül arasında gerçekleşecek 73. BM Genel Kurulu vesilesiyle Türkiye hem dış politik tercihleri hem de ekonomi perspektifi ile uluslararası vitrine çıkacak. Hatta New York'ta küresel yatırımcılarla çok kapsamlı bir toplantı da düzenlenecek. Orta Vadeli Program'ın (OVP) gelecek hafta ilan edilmesi gerek kamuoyu tarafından içselleştirilmesi gerekse Türkiye'ye dönük yatırım planlarının güncellenmesi bakımından da doğru bir zamanlamaya işaret edecek.
Dün açıklanan büyüme oranları da gösterdi ki; Türkiye ekonomisinin temelleri sağlam. Doğru kararlar, öngörülebilirlik ve siyasi iradeyle aşılamayacak sorun yok.
OVP demişken... Geride kalan programlar daha çok konjonktürel gelişmelere tepki olarak kaleme alınır, temenni niteliğinde ifadeler içerirdi. Yeni OVP'de, ekonomideki yapısal değişim mantığı tüm yönleri ile fark ettirilecek. Tabii ki kısa vadeli önlemler de olacak.
***
Bilindiği gibi devlette devamlılık esastır.
AK Parti de Türkiye'yi 16 yıldır yönettiği için değişik dönemlerden geçilmiş, değişik bakanlar iş başında bulunmuş olsa da günün sonunda fatura eksisi ve artısı ile iktidara kesilmekte. Buraya kadar diyecek bir şey yok. Ama bir hakkı da teslim etmeliyiz.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 2008'deki küresel finansal krizden bu yana Türkiye ekonomisinde biriken veya ertelenen işlerin maliyetini omuzlamak durumunda kaldı.
Somut başlıklarla devam edecek olursak...
Türkiye ekonomisinin cari açık
üretmesi, ülke içinde imal edilebilecek
ürünlerde ithalata yönelmesi sürdürülebilir
değil. Bu yaraya neşter
vurulması kaçınılmaz.
Büyümenin istikrarı, inişli çıkışlı seyir izlemesinden
daha değerli olduğu için ekonomiyi ilk
etapta yüzde 4-5 civarında büyüme platosuna
oturtmak bir zorunluluk.
2019 için bakıldığında iç talebin yavaşladığı
bir gerçek. Ekonomide çarkların dönmesi için
makul iç talep korunurken asıl tasarrufu yapması
gerekenin devlet olduğu göz ardı edilemez. Ki bu
manada ciddi kararlar da söz konusu.
Şükür ki ihracat ve turizm bu yıl iyi gidiyor. Bu eğilimin desteklenmesi de temel öncelik.
Üç önemli sektör ise yeniden yapılanmaya hazırlanmak zorunda.
Tarım... Büyümeye pozitif etkisi sınırlı, fiyat istikrarına negatif etkisi yüksek görünümden kurtarılmalı.
İnşaat sektörü artık reorganize edilmeli.
Finans sektöründe ise konsolidasyonların altyapısı kurulmalı.
Özetle... Dünden ders alacağız. Sadece şikâyet edip, eleştirip kenara çekilenlere kulak asmadan, hepimizi ilgilendiren ekonomik beka probleminin çözümüne omuz vereceğiz.