Bayram'daki sohbetlerimizin ana konuları "ABD, ekonomi ve Suriye" oldu. İtiraf edeyim, sade vatandaşın, alanında uzman isimler kadar bu meselelere hâkimiyeti beni şaşırttı. Bu, madalyonun pozitif tarafı idi. Bilgi kirliliği, eksik ve yanlış bilgilere olan inanç düzeyi ise madalyonun negatif tarafındaydı.
Genel olarak Türk-Amerikan ilişkilerinin seyri, ortalama insanda da "büyük kopuşa" işaret ediyordu. Başkan Trump'ın, derin Amerika tarafından kontrol edildiği, "Trump'tır ne yapsa yeridir" algısı ile sunulan pek çok kararın, Washington'daki derin mahfillerin planının bir parçası olduğu anlatıldı, duruldu. Yani, Trump'ın denge problemi gibi sunulan pek çok çıkışı ABD'nin yeni dünya düzeninde pozisyon alma çabasının bilinçli bir tercihinden ibaretti. Doğrusu, ben de giderek böyle düşünmeye başladım. Dünya artık eskisi gibi olmayacak, burası kesin. Bu nedenle Türkiye'miz de ulusal meydan okumalarda bulunmak ve başka meydan okumalara da karşı koymak zorunda kalacak. Yaşayıp, göreceğiz!