Milli Savunma Bakanlığı'na, Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar'ın atanması ile birlikte önümüzdeki günlerde bir dizi dikkat çekici düzenlemenin yolda olduğunu söyleyebiliriz.
Birincisi... Tartışmasız "askerlik reformu!" MSB'deki genel eğilim muvazzaf askerlik hizmetinin yanında "mecburi askerlik hizmetinin" devamından yana.
Askerlik yükümlülüğü hem Türkiye'nin genel güvenlik risklerinin bertaraf edilmesi hem de millet ile ordusu arasındaki kuvvetli bağın sürdürülebilirliği için düşünülüyor.
Yapılacak iş, eğitimle askerlik süresi arasında öngörülebilir bağın kurulması, profesyonelleşmeye bağlı olarak askerliğin kısaltılması ve bir daha bedelli askerlik kanununa ihtiyaç duyulmaması.
İkincisi... Askeri yargının kalkması sonrası, uzmanlık gerektiren bu alanda yetkinlik kazanan sivil hâkim ve savcıların karargâhlarda kendilerine ayrılacak özel alanlarda çalışması. Henüz fikir jimnastiği düzeyinde de olsa sivilin, askeri tanıması bakımından ilginç bir öneri.
Üçüncüsü... ABD ordusunda general seviyesinde papaz olduğunu biliyor musunuz? Veya TSK'da yurtdışı görevlerde din işleri irtibat subayı bulundurulduğunu duydunuz mu? 1950'lere kadar Silahlı Kuvvetler'de tanımlı "din görevlisi kadrosuna" ne dersiniz? Kim bilir bu zihni engel de aşılır bir gün!