"Biz bu yola baş koyduk, muhalefet hiç olmazsa taş koymasın!"
Yer, İzmir. Muhtarlar Buluşması'nı izliyoruz... Kürsüde Başbakan Binali Yıldırım. Muhtarlar, tek tek söz alıyor. Ayrı ayrı taleplerini iletiyor. Doğrudan demokrasinin en güzel örneği. Kimse sözünü esirgemiyor. Beklentisini, ihtiyacını açık açık dile getiriyor. Başbakan, sabırla dinliyor. Ekibi tek tek not alıyor. Muhtarların ücretsiz şehir içi ulaşım isteği, internet ve telefon altyapısında belediyelerden kaynaklanan sorunların giderilmesi, doğalgaz bağlanması... Neler yok ki... Muhtarlık binası yapımı bekleyen, engelli oğlu ile Hacca gitmek için destek arayan, cami minaresi onarımı için dilekçe veren...
Bir kez daha görüyoruz ki millet, günlük tartışmaları epeyce geride bırakmış. Çözüm odaklı hizmet siyaseti peşinde. Yani, seçim ortamı geçim dünyasının bir fırsatına dönüşmüş. Yoksa ana doğrultu ve açılacak yeni kredinin oranı büyük ölçüde belli.
***
Seçim sürecinin son düzlüğünde İzmir'de gezince
CHP'ye değinmemek olmaz. CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı
Muharrem İnce, Genel Başkan
Kemal Kılıçdaroğlu'na rağmen kendisi açısından arzuladığı sonucu çoktan almış. Bin delege ile yapılan CHP Kurultayı, milyonları bulan CHP'li seçmenin duruşu ile tarih olmuş. Kemal Bey, istemeye istemeye koltuğu devredeceği ismi de ilan etmiş. Ama daha önemlisi İnce, 2002-2017 arasında kurulan 11 sandığı kaybeden, öğrenilmiş çaresizlik içindeki CHP tabanını nispeten derleyip toparlamış. Deyim yerinde ise CHP seçmeninde stres boşalmasına ve özgüven yüklemesine vesile olmuş. O kanatta estirilen rüzgâr, İzmir Körfezi'nin imbatına benziyor. Siyasetin geneline yayılan bir fırtınadan söz edilmiyor.
***
Yeniden Sn. Başbakan'ın saha performansına dönecek olursak... Hal ziyareti, muhtarlarla yemekli toplantı, Balkan göçmenleri ile sohbet, gençlerle buluşma... Ve en önemlisi,
AK Parti'nin özgün karakterine uygun siyaset tarzı. Yani, "
kapı kapı dolaşma." Bilhassa çat kapı gece ev gezmeleri, semt mitingleri. Kuşkusuz on binlere hitap etmek de gerekli. Lakin birebir temas, resmi görüşlerin ötesinde özel görüşlerin de dinlenmesini sağlıyor. Genel eğilimin ölçülmesi, sessiz ve kararsız görünen kesimlerin duygusallıktan arındırılarak sağduyu ile tercihte bulunmaya davet edilmesi bu sayede mümkün oluyor. Elini sıktığınız, göz teması kurduğunuz, sesini duyduğunuz her vatandaş, günün sonunda akıl çizgisinde ve memleketin bekası noktasında sizinle yol yürümeye kararlı olduğunu hissettiriyor.
Netice... Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan ve AK Parti için, 24 Haziran'daki mesaj yüklü güven tazelemesiyle birlikte artık yeni şeyler söyleme ve uygulama vakti başlıyor.