CHP'nin "adalet yürüyüşü" adını verdiği hareketin, Ankara'daki hali ile İstanbul'a yaklaştıkça dönüştürülen hali arasındaki fark iyice belirginleşiyor. CHP'nin akıl hocaları, yürüyüşün sonlanacağı 9 Temmuz tarihini, 15 Temmuz'un karşısına çıkarmaya hazırlanıyor. 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünü, bir gecede yaşanmış ve bitmiş bir olay gibi sıradanlaştırma çabasıyla beraber, 9 Temmuz bir başka milat haline getirilmeye çalışılıyor!
Esasen mesele, iddia edildiği gibi yargı sistemi ve sorunları olsa idi, sokağa dökülmeden, Meclis zemininde ve meşru platformlarda yapılacak çok sayıda demokratik faaliyet söz konusu olabilirdi.
***
CHP'ye gönül verenler,
Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlığa getiriliş
yöntemini ve özellikle 2013'ün ikinci yarısından
itibaren girilen karanlık ilişkiler ağını
sorgulamak zorunda.
CHP'deki bir ekip siyaset üretemedikçe, sandıkta patinaj yaptıkça kendi siyasetini inkâr edercesine FETÖ'nün arka bahçesinde dolaşmaya başladı. Türkiye, legal görünümlü illegal yapılar gerçeği ile yüzleştiği sırada CHP, "
Düşmanımın düşmanı dostumdur" diyen FETÖ'ye ve kurguladığı dokümanlara bel bağladı. Bugün CHP'deki bazı aktörleri yollara düşüren husus, güncel adalet arayışı değil, ellerine yüzlerine bulaşan FETÖ izidir. Daha doğrusu, Ankara'nın gizli mahfillerinde kalan bağlantıların deşifre olması endişesidir!
***
İktidar partisini, siyasi rakip değil de siyasi hasım olarak gören çevreler, CHP'nin kurumsal kimliğinin içine sızarak, sözde demokratik muhalefet görüntüsünü sonuna kadar kullandılar. Tabii profesyonel olan uluslararası istihbarat örgütlerinin diplomat kılıklı aktörleri ile FETÖ'nün beyin takımı bu hastalıklı ilişkide CHP'yi çırak çıkardılar. İhale, haliyle CHP'nin üzerinde kaldı.
***
AK Parti'nin uygulamalarından memnun olmayan, siyasi dokusu AK Parti ile uyuşmayan veya fikirlerinin sandık yoluyla iktidara gelemeyeceğini düşünen hakiki demokrat kesimler -tepkisellik nedenleri ne olursa olsun- CHP konvoyunda ne aradıklarını iyi düşünmeli. Ana muhalefet partisini, Meclis Genel Kurulu'ndan E-5 Karayolu'na taşıyan zihniyetin, ülke adına mı yoksa kişisel problemlerini kamufle etme telaşıyla mı davrandıklarını mutlaka değerlendirmeleri lazım. Daha bir ay öncesine kadar parti içi iktidar mücadelelerine sahne olan CHP'ye, yeniden muhalefet olduğunun hatırlatılması, 2019 için başlatılan siyaset dışı planlamaların aceleyle bir parçası haline getirilmek istenmesi şaşırtıcı mı? Değil.
***
Bu vesile ile belirtmek gerekirse... "
FETÖ'cülük, CHP'nin geninde vardı" demiyorum aksine, "
FETÖ virüsü CHP'ye bulaştı ve partinin kafası ile gövdesi birbirinden koptu. Şimdi İstanbul yolunda parçalara kaynak yapılıyor" diyorum.
Tabii her şeye rağmen, bir ülkede ana muhalefet yola çıkmışsa, legal, illegal muhalefet unsurları da peşine takılmışsa, neden-sonuç ilişkilerini de ciddiyetle ele almak lazım.
Sonsöz... Adalet mülkün temelidir. Sokakta adalet aranmaz, bulunacak olan da adalet olmaz!