Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçimi, derslerle dolu. Hele bugünün Türkiyesi'ndeki arayışlara bakılırsa...
Paris'te proje olarak geliştirilen, bağımsız, bağlantısız pozisyonda konuşlandırılan ve siyasetin merkezine oturtulup Cumhurbaşkanı seçtirilen bir aktörden söz ediyoruz.
Hatırlanacağı gibi 2002 şartlarında Türkiye'de; demokratik yılgınlık, toplumsal bıkkınlık, ekonomik çöküntü yüzünden özellikli bir sosyoloji oluşmuştu. Bu psiko-sosyal ortam bir lider arıyordu. Erdoğan, siyasette yeni merkez inşa ederek o sosyolojiyi sahiplendi ve tarihe damgasını vurdu.
Şimdi... Muhalif çevrelerin ve işbirliği yaptıkları yabancı odakların, Fransa benzeri bir modelle hareket ettikleri görülüyor. Önce, merkezde bir lider üretmek, sonra toplumsal yapıyı 2019'a kadar o liderin etrafında bütünleştirmek!
"Tutar mı?" derseniz, "Erdoğan oldukça tutmaz!" Ama hesap sahipleri iki yıl değil yirmi yıl sonrasına bakıyorsa bu tür girişimleri hafife almamak gerek!