Büyük bela def edilmiş olsa da temkinli olmakta, teyakkuz halini korumakta fayda var. Şükür ki Türkiye, 15 Temmuz darbe girişimi öncesine göre sigortası daha fazla güçlendirilmiş bir ülke. Bugüne kadar kurallarını demokratikleştirmeye uğraşan Türkiye, bugünden sonra kurumlarını da demokratikleştirmek zorunda. Kamu gücünün sadece seçilmiş siyasi otoritede olduğu bir Türkiye için tarihi fırsat elde edildi.
FETÖ'ye yönelik operasyonlar sürerken dikkatler ekonominin de üzerinde olmalı.
Gerek iç piyasaya gerekse yabancı yatırımcılara verilen mesajlar çok önemli. Burada kilit rol kuşkusuz hükümete düşüyor. Ama yabancılar açısından Merkez Bankası'nın duruşu da gösterge. Ve Banka bu sınavı iyi verdi.
Cumhurbaşkanı'nın daveti üzerine muhalefet liderlerinin "darbeye karşı ortak tavır" başlığı altında Külliye'ye gitmesinin de dünyaya çok şey anlattığını belirterek devam edeyim.
1- Vatandaş, hayatın normale döndürüldüğünü, 15 Temmuz öncesinde ekonomi nasılsa, bugün de o güvende ve tıkır tıkır çalıştığını görüyor.
2- Bankalar kredi vermeye devam ediyor.
3- Türkiye'nin gündemi üretim ve büyüme olmayı sürdürüyor.
4- Alışverişin canlılığını koruması gerektiği genel kabul görüyor. Yani, tüketimi durdurma oyununa alet olmamak gerekiyor.
5- Kurdaki hareketliliğin spekülatif ve geçici olduğu biliniyor.
6- TL ve dövizde hiçbir oyuna geçit verilmeyeceği ve her türlü tedbirin alınacağı güçlü biçimde açıklanıyor.
Madalyonun yabancılar yüzüne gelince...
1- OHAL'in, olabilen en kısa sürede ve hedefine ulaştığı anda sona ereceği her fırsatta anlatılıyor.
2- KHK'nın doğrudan FETÖ'ye yönelik olduğu tekrar tekrar vurgulanıyor.
3-Türkiye'de işleyen piyasa ekonomisi bulunduğu ve herhangi bir kısıtlamanın söz konusu olmadığının altı çiziliyor.
4- Hukuk sisteminin daha etkin işleyeceği, sermayenin hukuki teminatlarına ilişkin en ufak tereddüdün olmayacağı belirtiliyor.
5-Ekonomideki reform takvimine sadık kalınacağı ifade ediliyor.
6-Kredi derecelendirme (reyting) kuruluşlarının risk değerlendirme biçiminin yanlış olduğu, Türkiye'nin yabancıların bir türlü anlamak istemediği asıl büyük riskten kurtulduğu, uluslararası taahhütlerine bağlılığını sürdürdüğü izah ediliyor.