Faiz prangası biraz gevşetilince Türkiye ekonomisinin nasıl dinamik büyüme performansı sergileyebildiği artık daha iyi anlaşılıyor. Kuşkusuz, sadece "özel tüketim" kaynaklı büyümeden bahsetmiyoruz. Ama toplam büyüme için mutlaka iç tüketimin uyarıcı etkisinin gerekli olduğunu savunuyoruz. Kaldı ki TÜİK'in resmi verilerinin yanında İstanbul- Ankara- Adana yolundaki kamyon trafiğini izleyenler bile, ekonomideki canlılığı kolaylıkla fark edebiliyorlar. Şurası çok açık... Ülkenin geleceğine güven olmazsa üretim olmaz.
Üretim olmazsa haliyle tüketim de olmaz.
Tüketim olmazsa nakliye hiç olmaz!
***
Ekonomi yönetimi üzerinden "
iki başlılık" senaryolarının yazıldığı, "
belirsizlik"
algısının pompalandığı bir ortamda,
terör baskısı ile bozulan moralleri ve
toplumdaki negatif havayı dağıtan "
iki önemli çapa" söz konusu.
Birincisi, Cumhurbaşkanı ile Hükümet'in uyumu.
İkincisi, "
yapısal reform ajandasına" bağlılık. Yani, ekonomiyi maceraya atacak hiçbir oldubittiye fırsat vermemek.
Ayrıca seçim öncesinde taahhüt edilen ve 6 ay gibi kısa sürede yerine getirilen vaatlerin finansmanına odaklanmak.
***
Bütün bunların yanında, "
yatırım ortamının iyileştirilmesi", "
bürokrasinin ve kamu kaynaklı maliyetlerin azaltılması" da önemli bir diğer
başlık. Hükümet, bu noktada da hazırlığı
aylar öncesine dayanan adımları kapsamlı
"
yatırım teşvik ve destek paketine"
bağlamış durumda. Dün, Başbakan
Yardımcısı
Nurettin Canikli'nin ana
hatlarını açıkladığı çerçeve düzenleme,
piyasalar açısından önemli mesajlar içeriyordu...
1- Ankara'da, köklü ekonomik değişime odaklı ve yatırımcı dostu kadrolar iş başında.
2- Reel ekonominin beklenti ve ihtiyaçları için ekonomi yönetiminde zihinler açık.
3- Ar-Ge'yi, rekabeti, teknolojiyi, uluslararası doğrudan sermayeyi önemseyen mekanizmalar işlemekte.
4- Türkiye'nin güvenlik riski sarmalına sokulmak istendiği en hassas dönemde dahi ülkenin geleceğini teminat altına alacak makro kararlar alınabilmekte.
***
Netice olarak...
Ekonominin siyasi kadrosu birbirini
tamamlayan ve aynı dili konuşan bir ekip
haline geldi.
Merkez Bankası atamasından sonra
Hazine Müsteşarlığı ataması tamamlandığında
ise ekonomi teknokratları arasında
da senkronizasyon sağlanacak.
Devletin zirvesinde güven, uyum,
işbirliği. Güçlü halk desteği. Asker, polis,
istihbarat dayanışması...
Bu görüntü, hem ezber bozar hem de ülkedeki sistem sorununun çözümü için enerji verir.