Yeni kabine açıklanır açıklanmaz, malum çevreler deşifre olmuş oyunlarını yine sahnelemekten çekinmediler. Neydi o oyun?
AK Parti kadroları içinde "ikilik çıkarma!" Daha açıkçası aynı partinin, aynı davanın adamları arasında farklılaşma yaratma ve baskı kurma taktiği. O oyuncuların bir başka çabası da AK Parti ile kurucu lideri arasındaki bağı kopartmaktı. Cumhurbaşkanı ile AK Parti kadroları arasındaki mesafenin açılmasını teşvik ederek gizli siyasetlerine yol bulmayı denediler!
"Kimdir o çevreler?" diye merak edenler, her yeni hükümet sonrası "bakan analizi yapıyoruz" görüntüsü altında, piyasalar adına konuştuğunu da öne sürerek ahkâm kesenleri bir kenara not edebilirler. Tabii şu soru da sorulabilir: "Bu koronun aktörleri hiç mi doğruyu söylemiyor?"
Evet, doğruları da var. Ama arka arkaya devam ettirdikleri her 4 yanlış 1 doğruyu götürüyor. Ve bozuk saat misali günde sadece iki kez doğruyu gösteriyorlar. İnandırıcılıklarını kaybettikleri için söylediklerinin değeri kalmıyor.
***
Bunlar, neler mi yaptılar?
Mesela, Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanı
Berat Albayrak'ın, ekonominin başına
geçeceğini ve ekonomi politikalarının
radikal değişime uğrayacağını
savundular. Bu şekilde özellikle
döviz piyasasını manipüle ettiler. Yakından tanımadıkları, bir defa bile konuşmadıkları, ekonomiye bakışını ve çözüm önerilerini dinlemedikleri bir isme itibar suikastı düzenlediler. Hevesleri kursaklarında kalınca, "
bekle gör" stratejisine yöneldiler.
Başka ne yaptılar?
Cumhurbaşkanı
Tayyip Erdoğan'ın, Başbakanlığı döneminde
Merkez Bankası Başkanlığı için
düşündüğü, şartlar beklendiği gibi
gelişmeyince siyasete kazandırdığı
ve Bakan olarak atadığı
Mehmet Şimşek'i, AK Parti'nin içinde ama
AK Parti'ye karşıt konumda tuttular. Aynı yöntemi
Ali Babacan'da da denediler ve netice aldılar.
Yetmedi...
Başbakan Yardımcısı
Nurettin Canikli'yi hedef tahtasına oturttular. Canikli'nin, AK Parti'nin kritik ekonomik kararlarının oluşumunda ve Meclis'te yasalaşmasında rolü yokmuş gibi davrandılar. Canikli'yi, popülizmle aynı çizgide buluşturup, gerçek fikirleri ile değil de oluşturdukları algıdaki gibi tanınmasını sağladılar.
Ve en önemlisi...
AK Parti'yi iktidarda tutan
başarılı ekonomi politikalarını bir
iki bakana bağlayıp, AK Parti'nin
motor gücü Cumhurbaşkanı'nı bir
türlü içlerine sindiremediler. Sözde
önemsedikleri politikaların da AK
Parti tarafından hayata geçirilmesini
görmezden geldiler. Hatta kendi
uyarıları sayesinde uygulandığını
söyleyecek kadar egolarını şişirdiler! 14 yıldır seçim üstüne seçim kazanan, açık ara birinci olan AK Parti'nin, neden yanlış ekonomik kararlar vererek kendi ayağına kurşun sıkacağını izah edemediler. Edemediler, çünkü böyle bir durum yoktu aslında.
***
Haaa... Denirse ki "
Yapısal ekonomik reformlar istenen hızda gitmiyor!" Amenna. Burada
oturup konuşuruz. Lakin bilinmeli
ki "
Türkiye, anayasa reformunu tamamlamadıkça, ekonomik, hukuki, siyasi ve idari dönüşümlerin her biri eksik veya yetersiz kalacaktır!"
Ve yine kabul edilmelidir ki
Türkiye'yi ve ekonomisini, ülkeyi
yönetenlerden daha çok önemsediğini
iddia edenlerin takıntıları, nefrete
varan karşıtlıkları, algı operasyonları,
dış ittifakları, medya ayakları
böyle sürdükçe asla samimiyet sınavını
geçemeyecekleri de açıktır.