Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ne, (MGSB) "legal görünümlü illegal yapı" olarak yansıyan Paralel Devlet Yapılanması (PDY) ile mücadelede ciddi zorluklar söz konusu. MGSB'de tehdit unsuru olarak tanımlanan bu tür oluşumların, suç örgütü olarak ete kemiğe büründürülmesi kolay olmadığı gibi açık veya kripto unsurlarınca sürecin sabote edildiği bir gerçek. Meselenin, Cumhurbaşkanı tarafından ele alındığı ciddiyetle siyaset kurumu ve bürokrasi tarafından da aynı kararlılık ve dikkatle değerlendirildiğini söylemek hâlâ güç! Bunun nedenleri ise çok açık...
1- PDY'nin varlığına ve organize suç işleme kapasitesine ikna olan kesimler bile meselenin operasyon boyutu başlayınca tuhaf şekilde sütre gerisine çekiliveriyorlar.
2- Hukuki süreç, kritik adımlar atmayı gerektirdi mi ya "sermaye güvenliği" ya da "medya özgürlüğü" tartışması alevlendiriliyor.
3- PDY ile mücadele, az sayıda yargı ve emniyet mensubunun çabası ile ilerliyor.
4- PDY ana davası açılıp, yargılama süreci başlayıp, deliller, tanıklar konuşmadıkça, tekil operasyonlar resmin bütününün görülmesini engelliyor.
5- Uluslararası toplum ya enstrüman olarak kullandığı ya da tam anlamlandıramadığı için PDY'yi bir türlü terör örgütü gibi görmeye yanaşmıyor...
***
PDY konusunun suçla bağlantılı kritik bölümünden bahsederken,
Sembolik isimler dışındaki yargı ayağına neşter vurulamadığını,
TSK'daki yaygınlığı ile ilgili kanaat ve hatta bilgilerle orantılı tasfiyeler yapılmadığını,
Mali kurumlardaki örgütlülüğünün tam olarak çökertilemediğini,
Finans kaynakları ile Pensilvanya ve ülke imamları arasındaki para trafiğinin arzu edilen düzeyde çözülemediğini de göz ardı etmemek gerekiyor.
***
PDY'yi zinde tutan yanı ise bir dönem bu yapılanmanın mağduru olan kişi ve kuruluşların, bir merkezden düğmeye basılmışçasına dayanışma içine girebilmeleri!
Ayrıca, operasyon aşamasında "
mağduriyet görüntüsü" yaratılması bir risk. Sosyal medya manipülasyonları sürmekte. Etkili ve yetkili konumdaki bireylerin bilinçaltı korkuları da geçerliliğini korumakta.
***
Gelinen noktanın kazanımları da yok değil...
1- Görüntünün, "
toplumsal hizmet yapan gönül hareketi" olduğu, gerçeğin ise inanç hassasiyetini kullanan, devlet içinde yerleşik, kapalı devre çalışan, talimatla hareket eden, birbirini tanımasa bile aynı amaç doğrultusunda davranabilen, dış ayağı bulunan, lobi faaliyetinde etkin, karanlık bir yapılanma olduğu artık kabul ediliyor.
2- Yapıya mensup dar kitle dışında, toplumun geneli bu gruptan soğudu, maddi ve manevi desteğini çekti.
3- Parça parça mücadele yerine, devletin geleceğini teminat altına almak üzere Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, farklı uzmanlık alanlarına sahip özel ekiple kapsamlı bir çalışma başlattı.
NOT:
Analarımız onlar... Kadınlarımız onlar... Baş tacımız onlar...
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun...