Dün A Haber ekranlarında Başbakan Ahmet Davutoğlu ile canlı yayında idik. A Haber Ankara Temsilcisi Murat Akgün'le birlikte sorular yönelttiğimiz Sn. Davutoğlu, yeni ekonomi yönetimi modeli ve ileriye dönük kararlar noktasında önemli bilgiler paylaştı. Bu konuya girmeden önce bir başka hususa dikkat çekmek istiyorum! Sn. Davutoğlu'nu konuk ettiğimiz A Haber, YSK- RTÜK sansürü yüzünden son bir yılda 239 yayın durdurma cezası aldı. Ve eğer Sn. Başbakan 1 Kasım öncesinde aynı tarz programa çıksaydı sadece bu nedenle bile malum zihniyet A Haber ekranlarını yine karartacaktı! Netice, bu işin takipçisi olmayı sürdüreceğiz!
***
Gelelim Başbakan'ın anlatımlarına... Sn. Davutoğlu yakın takip ve koordinasyon gerektiren 4 alan belirlemiş:
1- Ekonomi.
2- Güvenlik.
3- Yatırımlar.
4- Reformlar. Bu 4 alanda her ay düzenli toplantılar gerçekleştirilecek. Böylece Bakanlar Kurulu'nun aldığı kararları bürokrasinin sahiplenmesi ve sonuçlandırması sağlanacak.
***
Başbakan, 12 Aralık Cumartesi günü 4 saati aşkın "
Ekonomi Değerlendirme Toplantısı" gerçekleştirdi. ABD Merkez Bankası'nın olası faiz artırımının piyasalara etkisi, seçim vaatlerinin hayata geçirilmesi ve 2016 Bütçesi bu toplantıda ayrıntılı olarak görüşüldü. Davutoğlu, Türkiye ekonomisi için "
yönetilebilir kırılganlık alanları" ile "
güçlü yönleri" ayrı ayrı masaya yatırmış.
Ekonominin şoklara karşı dayanıklılık teşkil eden yönleri,
a) Mali disiplin
b) Sağlam finansal sektör.
c) Yapısal reformlara odaklı kuvvetli siyasi iktidar.
Buna karşın, kontrol edilebilir olmakla birlikte ekonominin geleneksel ve güncel sorunları da var.
a) Cari açık. Tüketime yönelik parasal önlemler ile düşük seyreden emtia ve enerji fiyatları sayesinde cari açık giderek azalıyor. (GSMH'nin yüzde 5.2'si)
b) Enerji ve emtia ihraç eden ülkelerdeki pazar daralmasından kaynaklanan dış satım problemleri.
c) Jeopolitik riskler.
Çare: AB pazarı ve dinamik dış politika!
***
Ayrıca dikkat edilmesi gereken noktalar ise şunlar:
1- Ekonominin sağlam yanlarına aşırı yaslanmayan, risk alanlarını ise fazla abartmayan dikkatli yaklaşımın ekonomi yönetimine hâkim olması.
2- Seçim vaatlerinin asla mali disiplini zedelememesi titizliği.
3- Yatırım ortamını iyileştirme adımları ile yapısal dönüşümün takvimlendirilmesi.
***
Ve son husus... Sn.Davutoğlu, Merkez Bankası üzerinden üretilen spekülasyonlara son verecek gibi. Merkez Bankası'nın araçsal bağımsızlığı, Başbakan'ın da özen gösterdiği bir başlık. Lakin ekonomiyi sadece para politikası tedbirlerine indirgemek yanlış. Nitekim Sn Başbakan da "
para politikası, reel ekonomi, finansal sektör ve kamu maliyesinin" bir vücudun parçaları gibi önemli ve ayrılamaz olduğu kanaatinde. İşte bu nedenle, para politikasını hayatının merkezine yerleştiren iç ve dış aktörlerin "
Merkez Bankası, finans sektörü, imalat sanayii, bütçe ve kamu borç yönetimini" birlikte okumaları gereken bir dönem başlıyor. Merkez Bankası, ekonominin kaderini belirleyen mühim karar süreçlerinin olgunlaşması aşamasında bizzat masada olacak. Bu sayede "
etkileşimli iyi yönetişim" dönemi açılacak.