Türkiye'nin güvenlik ve ekonomik şartlarından sonra siyasi dengelerini de doğrudan etkileme aşamasına gelen Suriye denklemi, farklı nitelik kazanmak üzere. Suriye'de kurulan küresel güçler dengesi bölgesel harita üzerinde kafa yorarken, Türkiye'nin "etkisiz eleman" noktasına indirgenmek istenmesi de sürpriz değil. Ancak, "Avrupa'yı da sarsan sığınmacı sorunu", "ılımlı muhalefetin Suriye'nin geleceğindeki rolü", "Esad'ın çekiliş sürecinin planlanması" ve "DEAŞ'la mücadele gereği" Türkiye'yi hâlâ kritik kavşakta tutuyor. Lakin... Dış gelişmeleri yönetmesi gereken Türkiye için, "enerjisini içeride tüketen, makul tartışma zemininden uzaklaşan, toplumsal gerilim dozu yüksek ülke" profili çiziliyor. İçeride tahrik edilen bu tablo, Ortadoğu mimarisi yeniden tasarlanırken Ankara'yı meşgul etmek üzere kurgulanmış gibi duruyor.
***
MİT, Genelkurmay ve Dışişleri'nin ortak değerlendirmeleri, Rusya'nın geleneksel "
kaba güç diplomasisi" ile Suriye'ye girişinin "
uzun vadeli" sonuçları olacağına işaret ediyor.
Rusya, halihazırda doğrudan DEAŞ'ı hedef almak yerine, Tartus'tan sonra askeri üs bölgesi olarak planladığı Esad'ın kalbi konumundaki Lazkiye ve çevresindeki muhalif unsurları vuruyor. Bir bakıma Esad'a "
yaşam alanı açarak" arkasını topluyor. Bu askeri stratejinin, Halep üzerinde baskısını artırması halinde ilk etapta 1 milyon, kısa sürede 3 milyon yeni sığınmacı dalgası yaşanabileceği de hesaba katılıyor. Rusya'nın, Doğu Akdeniz'de kalıcı olmak için "
Suriye- Güney Kıbrıs" ekseni ile güçlü, "
İsrail -Mısır" ekseni ile gevşek bağlar kuracağı düşünülüyor. Hatta bir görüşe göre, -zayıf ihtimal olsa da- Afganistan örneğinde olduğu gibi umulmadık bir anda Suriye'den askerlerini çekebileceği de öngörülüyor.
***
"
DEAŞ Senaryosu'nun", Suriye'ye müdahale enstrümanı olarak yazıldığı, özel olarak büyütülmüş o suni düşmanı yok etmek için çok aktörlü savaş başlatıldığı bugün daha iyi anlaşılıyor.
İşin Türkiye yönüne gelince... Türkiye'nin, DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyonla birlikte hareketi, İncirlik Üssü'nün tahsisi, acil haller için Diyarbakır Askeri Havaalanı'nın planlamaya dahil edilmesi ciddi kararlardı.
Peki, "
Bugüne dek Türk Hava Kuvvetleri ne yaptı?" veya "
ABD hava unsurlarının İncirlik faaliyetlerinden Ankara ne kadar haberdar, ne ölçüde yetkili?"
Son bilgi şöyle... İncirlik'ten süren DEAŞ'a karşı operasyonların koordinasyonu ve planlaması Katar ve Kuveyt'teki Komuta Kontrol Merkezi'nden yapılıyor. Şimdilik bu merkezin İncirlik'e taşınması düşünülmüyor. ABD askeri varlığının kademeli olarak 2.500'e kadar çıkması, uçak sayısının diğer üslerle birlikte 36'yı bulması bekleniyor. DEAŞ'a dönük hava saldırıları 72 saat öncesinden planlanıyor. Yani vurulacak hedefler üç gün öncesinden belirleniyor. Türkiye'nin de onayı alınıyor.
Şu ana kadar Türkiye, 3 operasyona katıldı. Operasyonlardan birinde Türk F-16'ları muharip rol almadı, sadece müttefik uçaklarının güvenliğini sağladı. Diğer ikisinde ise önceden belirlenmiş hedefleri müttefik uçaklarıyla Türk F-16'ları ayrı ayrı vurdu. Koalisyon uçakları İncirlik'ten hareket ederken Türkiye'nin açtığı hava koridorunu kullandı.