Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nde Ergenekon Davası temyiz duruşmasının devam ettiği saatlerde Adalet Bakanı Kenan İpek'le sohbetteydik. Ankara Atatürk Kültür Merkezi alanında kurulan "İş Yurtları Ürün ve El Sanatları Fuarı'nı" gezdik. Hemen belirteyim, cezaevlerindeki hükümlüleri meslek sahibi ve üretken yapan birbirinden ilginç ürünler 9 Ekim'e kadar AKM alanında satışta. Ve gezilmeye, görülmeye değer.
Sn. İpek'i, sadece geçici hükümetin bakanı gibi görmemek lazım. Kendisi uzun yıllar Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü yaptıktan sonra Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı görevini de sürdürdü. Bakanlığın kurumsal hafızasını temsil eden, yargı teşkilatını da sorunlarını da iyi bilen bir isim.
***
Adalet Bakanı İpek'le sohbetimiz geniş yelpazede idi. Ancak ben öncelikli birkaç konuya odaklanmak istiyorum:
1- Yargıdaki "
özellikli yapılanma!" Yani, Fethullahçı Terör Örgütü iddiası, önemli aktörleri ve kamuoyuna mal olmuş yargılamaların bugünkü karşılığı.
2- YSK'nın, seçim güvenliği ile ilgili son değerlendirmesi.
3- Cumhurbaşkanı'na hakaret suçu ve Avrupa örnekleri.
***
1- Yargıdaki FETÖ ve geçmiş yargılamalardan başlayacak olursak... Bakan İpek dedi ki:
"
Geçmiş dönemdeki yargılamalarla ilgili HSYK'ya şikâyetler oldu, olmaya devam ediyor. Önceki yargılamaları yapan veya hazırlık soruşturmalarını yürüten hâkim ve savcılar, yasadışı örgüt kapsamında faaliyet göstermişse mutlaka hukuki bir cevabı olacaktır. HSYK genel olarak bu yapılanmaya karşı çalışma başlattı. Açık söyleyeyim nereye kadar gidiyorsa gidecek. Türk milleti İstanbul'daki iki hâkimin davranışını gördü. Bu konuda kamu davası açıldı. Milletimiz bunları takdir ediyordur."
İpek, "
Fethullah Gülen ile ilgili kırmızı bülten hazırlığı" için "
Adliyelerden bize talep gelmedi. Bekliyoruz, gelince değerlendireceğiz" bilgisini paylaştı.
Zekeriya Öz ve
Celal Kara ile ilgili iade sürecini ise tek cümleyle özetledi: "
İkili anlaşmamız kapsamında Almanya'dan iade talebimiz oldu. Henüz cevap verilmedi!"
***
2- YSK'nın, terör riski altındaki bazı il ve ilçelerde sandıkların güvenli noktalara taşınması talebini reddine gelince... Bakan İpek, çok net konuştu: "
Anayasa ve yasa seçimlerin güven içinde yapılması için YSK'ya genel bir yetki ve görev veriyor. Çeşitli illerimizde terör sorunu var. YSK bu kapsamda değerlendirme yapmalıydı."
İpek, "
YSK, 'yasada açık hüküm yok' demek yerine kendisini yasa koyucu yerine koyarak anayasal yetki kullanabilir miydi?" sorum üzerine "
Böyle bir yetki kullanması gerekirdi" dedi. "
Hukuki boşluk olduğunu düşünüyor musunuz?" yönündeki soruyu ise "
Düşünmüyorum" diye yanıtladı.
***
3- Ve hassas bir diğer başlık. Cumhurbaşkanı'na hakaret suçu... Bakan İpek, Ceza Kanunu 299'uncu maddeden gelen kovuşturma talepleri için "
gerekli izinleri veriyoruz" dedi ve şöyle devam etti:
"
Kamuoyunda, sanki batı ülkelerinde cumhurbaşkanına, devlet başkanına hakaret suç değilmiş, suç olmaktan çıkmış, ceza yokmuş gibi bir algı yaratılıyor. Böyle bir şey yok. Bütün Avrupa ülkelerinin mevzuatını incelettim. Neredeyse tamamında suçtur. Birkaç ülkede para cezası vardır. Bunun dışında hapis cezaları da düzenlenmiştir. Hâkimlerimiz, eleştiri ve hakareti birbirinden ayırıyor. Eleştiri sınırını aşmamak hakarete vardırmamak lazım. Galiz küfürler ediliyor. Bunu asla kabul etmemiz mümkün değil."