Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Koalisyon süreci taktik zorluklar

Olağan şartlarda yeni hükümetin kurulması için görevlendirmenin 9 Temmuz Perşembe (veya en geç 13 Temmuz Pazartesi) günü yapılması bekleniyor. Cumhurbaşkanı'nın, seçimden birinci çıkan partinin Genel Başkanı sıfatıyla Başbakan Ahmet Davutoğlu'na görevi vermesiyle 45 günlük maraton da başlayacak. Davutoğlu'nun açıkladığı yol haritası, şimdiden ilginç hesaplara yol açmış durumda.
AK Parti açısından bakılırsa, müzakere sürecinin iki turlu planlanması gayet mantıklı. İlk turda, tek tek partilerin nabzının yoklanması ve buluşma noktalarının tespiti, ikinci turda ise koalisyon protokolü ve hükümet programının ete kemiğe büründürülmesi mümkün. Davutoğlu'nun görüşme sürecine, bir partiyi hedefleyerek girmesi doğru olmaz. Öncelikli gibi görünen parti ile müzakerelerin tıkanması halinde, kapısı çalınacak ikinci partide Davutoğlu'nun eli zayıflardı. Buraya kadar her şey makul. Lakin Başbakan'ın hangi sırayla parlamentoda temsil edilen üç partiye gideceği de mühim. Ana muhalefetteki beklenti, "küçükten büyüğe doğru görüşme." Yani, HDP ile açılış, MHP ile görüşme ve CHP ile pazarlık...
Bir diğer husus ise tüm tarafların karşılıklı kaygıları... Nedir o? Koalisyon modeli hangi partiyle hayata geçerse geçsin, parlamento zemininde farklı partiler arasında sağlanabilecek sürpriz uzlaşmalar. Örneğin, AK Parti-CHP koalisyonunda kritik konu sayılan Suriye politikasında, AK Parti-MHP Meclis zemininde uyumlu eylem içine girerse ne olacak? Tersi, AK Parti için de geçerli. Netice 258 vekili olan AK Parti, ortağının umulmadık hamlesi ile Meclis'te zora düşerse ne yapacak?
İşte bu yüzden eğer koalisyon sağlanacaksa, "Proje hükümeti kurulması ve yapacaklarını net takvime bağlaması kaçınılmaz!"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA