14 Mayıs 1950, siyasi tarihimizde dönüm noktasıdır. 14 Mayıs Demokrasi Bayramı'dır. Çok partili hayatın yerleşmesi, gizli oy-açık tasnif ilkesinin uygulanması, "milli iradenin" ülke yönetimine el koymasıdır. Sandığa değer katan ise seçmenin katılımıdır. Bu açıdan bakıldığında 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri'nin kaderine etki edecek husus sandığa gitme ve geçerli oy kullanma eğilimi ile doğru orantılı olacak. Lakin Avrupa'dan gelen öncü göstergelerin iç açıcı olmadığı söylenebilir. 1.4 milyonu Almanya'da olmak üzere 2.8 milyon yurtdışı seçmen için 8 Mayıs'ta başlayan oy verme sürecinde düne kadar 110 bin civarında oy sandığa atılabildi. Cumhurbaşkanı'nın Almanya ve Belçika ziyareti, Başbakan'ın Avrupalı Türklere vaatleri seçmeni kıpırdatmış ama gelinen nokta yine de yeterli görülmüyor. AK Parti Genel Merkez Seçim Koordinasyon Merkezi Başkanı Mustafa Ataş'la yurtdışındaki seçmenin ilgisini konuştum. "Şimdilik arzu ettiğimiz katılım yok" dedi. Yurtdışı Seçim Koordinasyonu'nu üstlenen Konya Milletvekili Harun Tüfekçi'yle de bu tablo değerlendirilmiş. AK Parti, seçim takvimi ilan edilir edilmez, Almanya başta olmak üzere vatandaşlarımızın yoğun yaşadığı şehirlerde 320'nin üstünde etkinlik gerçekleştirmiş. Faaliyetlere devam ediyorlarmış. Hatta, sandığın bulunduğu konsolosluklara gidiş-dönüş ulaşım hizmeti de sağlanıyormuş. Buna rağmen son bir gayret gerekiyor anlaşılan. 10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi ilk tecrübe idi ve gümrükler dahil yurtdışı oyları 525 binde kalmıştı. Bu sayının en azından ikiye katlanması beklentiler dahilinde olsa da yurtdışı seçmen için "özel seçim çevresi kurulup", bulundukları ülkelerden seçilecek vekiller olmadıkça bu iş zor sanki!