Fenerbahçe Türkiye'nin nabzıdır.
Fenerbahçe futbol takımına yönelik silahlı saldırı, "kızgın yerel taraftar olabilir" tarzı kolaycılıkla geçiştirilemeyecek kadar mühimdir.
Olay, bir kaos planının parçasıdır. Ülkenin huzura ihtiyacının giderek arttığı bir dönemde, tüm farklılıkları tribünde birleştirebilen Fenerbahçe'nin, bu ortak paydayı koruma çabası umut vericidir. Fenerbahçeli yöneticilerin, dün yaptığı sağduyulu açıklamalar da her türlü takdirin ötesindedir. Kutuplaştırmayı reddeden, diğer camiayı peşinen suçlama edebiyatına sığınmayan, taraftarı soğukkanlılığa davet eden bu yaklaşımı her düzeydeki spor adamından beklemek hepimizin hakkıdır.
Sporu şiddetle eşdeğer hale getiren fanatiklerden, fanatizmin ekranlardaki sözcülerinden, hakaret ve küfürden, rakip takımı düşmanlaştıran zihniyetten bıktık usandık. Artık yeter!
Sporun tatlı rekabetini, eğlence yönünü, toplumsal buluşma noktasını yeniden keşfetmek ve yaşamak istiyoruz. Bu vesile ile tüm Fenerbahçelilere ve şoför Ufuk Kıran'a geçmiş olsun diyor, federasyonundan kulüplerine, hocalarından oyuncularına, taraftarından medyasına kadar en geniş yelpazede medeni anlayışın yerleşmesini temenni ediyorum.