MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın, tercihini siyasetten yana kullanması beklenen gelişme idi. Fakat bu tercihin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın itirazlarına karşın kesinleşmesi beklenmeyen bir durumdu. 7 Şubat 2012 MİT krizi ile birlikte, AK Parti tabanında Tayyip Erdoğan'la özdeşleşmiş Fidan gibi bir ismin, Beştepe'nin tüm uyarılarına rağmen siyasi kimlik kazanmakta ısrar etmesi manidardı ve AK Parti'de "yeni merkez" inşasının habercisiydi.
Sayın Cumhurbaşkanı'nın dışa vuran tepkisini; Fidan'ın adaylığına değil, adaylığın zamanlamasına yönelik olarak görmek doğru olabilir. Nedenlerine gelince...
1- Fidan'ın, MİT'i yeniden yapılandırma misyonu henüz bitmedi.
2- Paralel Yapı ile mücadele nihai düzeye gelmedi.
3- Çözüm Süreci'nde, "tamam, bu iş oldu" denilecek viraj geçilmedi.
4- Irak, Suriye, Filistin ekseninde dış politika dinamiklerini sarsan olaylar dizisi bitmedi.
Aslında listeyi uzatabiliriz. Madem bir karar verildi, o halde sonrasına bakmalıyız.
1- Fidan, MİT'teki görevi ile birlikte kendi kaderini çizdi ve hangi göreve gelirse gelsin o çizgi kendisini hep takip edecektir.
2- MİT'te yorulmasına yol açan gündem, siyasette de peşini bırakmayacaktır.
3- Bürokratik dokunulmazlık ve imtiyazın, siyasete oranla hayli fazla olduğunu çok geçmeden fark edecektir.
4- Siyasi partilerin ve medyanın açık hedefi haline gelecek ve yıpranma katsayısı artacaktır.