Yakından tanımayanlar için belirteyim, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, kabinenin önde gelen entelektüellerinden. Hele edebi derinliğine söyleyecek söz yok. Önceki akşam Mehdi Bey'in, iftar davetindeydik. Özellikle kültürel sohbetin tadına doyamadık.
Konu tarımdan başladı döndü dolaştı, "paralel devlet, Çankaya seçimleri ve AK Parti'nin geleceğine" odaklandı. Hatırlanacağı gibi Başbakan Tayyip Erdoğan, salı günü grup toplantısında, paralel yapı ile mücadelede arkadaşlarından beklediği desteği bulamadığını ifade etmişti. Eker, bu net çıkışı yorumlarken, "Demek ki bildikleri var. O, yerini bulur. Sayın Başbakan gereğini yapar" dedi.
Seçilmiş Cumhurbaşkanı ile seçilmiş Başbakan'ın ilişkileri için, "Her şey anayasal çerçevede olur. Anayasa'nın dışına çıkılmaz. Ancak ulus devlet yapısındaki Türkiye için ideal model başkanlık veya yarı başkanlıktır" tespitini paylaştı.
Ve partinin zorlu yolculuğu... Eker dedi ki:
"AK Parti adına umutluyum. Parti kurumsallaşıyor. Şüphesiz Başbakan'ın karizmatik liderliği ile etkilediği kritik hususlar var. Ama başından beri işaret ettiği gibi AK Parti şahıs partisi değil, ilkelerin partisi..."
Gelelim, kişisel gözlemlerimize...
Parti içinde giderek şöyle bir tablo şekilleniyor:
Bir yanda 3 dönem kriterine takılan ve "Biz bu partiyi yolda bulmadık" havasını yayan "ağır abiler."
Diğer yanda, "Parti artık yenilenmeli. Abilerimiz Refah Partisi'nde ak saçlıların yaptıklarını tekrarlamamalı" diyenler.
Esasen parti büyükleri olarak tanımlanan isimler, 12 yıllık dönemde gençlere gerçek manada ağabeylik yapmadılar. Yani bugün serzenişe hakları olduğunu söylemek güç.
Partinin kan tazelemesini savunan atak isimlere gelince... Onlar da sosyal medya başta olmak üzere kamuoyuna açık ortamlarda abilerini hafife alır tarzda konuşuyor, zaman zaman parti içi doğal sınırları aşıyorlar.