Bugün, büyük gün. Yeni Türkiye'nin inşası yolunda mühim bir eşik aşılacak. Halkın seçeceği ilk Cumhurbaşkanı, büyük yürüyüşüne başlayacak.
12 yıl öncesinde ilk adımları atılan kutlu yürüyüş, oldukça çetin virajlardan geçti. Örneğin, büyük sermaye ile bilek güreşi böyleydi. Bilhassa Hükümet ile Koç Grubu arasındaki ilişkiler pek çok açıdan gösterge kabul edildi. Beyaz Türklerin nabzı, küresel aktörlerin tutumu, Anadolu sermayesinin gelişimi, Ankara'daki eski iktidar merkezleriyle ilişkiler, diplomatik misyonun algısı, bürokrasinin duruşu ve kuşkusuz ülkenin yönetim sorumluluğunu üstlenenlerin kararlılığı...
İnişli çıkışlı seyir izleyen, yakın zamanda yeniden ivme kazanan bu zorlu ilişkide, 2013'teki kritik olaylar hayli etkili oldu. Haziran 2013'te patlak veren ve hızla nitelik değiştiren Gezi eylemleri, arka planda Koç Grubu'yla da ilişkilendirildi. Veya Grup, Gezi'den üretilmek istenen senaryo ile arasındaki mesafeyi tam ve doğru biçimde ortaya koyamadı.
Derken Temmuz 2013'te önemli bir gelişme yaşandı. Maliye Bakanlığı ve EPDK ekipleri, Tüpraş'ta "aramalı inceleme" başlattı. Maliye tekniği açısından, bu inceleme ancak olağanüstü şartlarda ve delil karartma ihtimalinin kuvvetli olduğu istisnai hallerde başvurulan yöntemdir. Resmi makamlar, aramalı incelemenin, ihbar mektubuna dayandığını, petro-kimya sektörünün planlı denetim çalışması kapsamına alındığını açıklamakla yetindi.
***
Vergi incelemesinin yankıları sürerken Tüpraş'la ilgili sürpriz sayılabilecek bir karar da Rekabet Kurulu'ndan geldi. Kurul, Ocak 2014'te, TÜPRAŞ'ın fiyatlandırma ve sözleşmelere ilişkin uygulamaları yoluyla hâkim durumunu kötüye kullandığı sonucuna vardı ve 412 milyon lira ceza kesti. Koç Grubu, geçen ay bu cezayı ödedi ve iptali için dava açtı.
***
Süreç içinde Tüpraş hiç gündemden düşmedi. Aramalı incelemeye dayanak teşkil eden belgenin niteliği, ihbarcının kimliği, ihbara konu iddiaların niteliği bolca tartışıldı. Bu arada Maliye de işin ciddiyeti karşısında önce müfettiş ekibini güçlendirdi, ardından dosyayı daha deneyimli isimlere emanet etti. İncelemeler sırasında Koç Holding yöneticilerinin muhataplarına, "
Biz, kurumsal şirketiz. Kayıtlarımızdan eminiz, varsa bir hata ortaya çıksın ama objektif davranılsın" değerlendirmesini yaptığı da duyuldu.
***
Peki, geçen bir yılda ne oldu?
Hemen belirtelim, incelemelerin sonuna gelindi. Koç Grubu derken, holding bünyesindeki şirketleri ile yıllık Özel Tüketim Vergisi tahsilatının neredeyse üçte birini ödediğini unutmamak lazım. Zaten denetim ekibi de ilk günlerin heyecanından arınarak dosyaya, somut bilgi ve belgeler üzerinden yaklaşmakta.
Bize gelince...
Vergi mahremiyetini, şirketin halka açıklık durumundan kaynaklanan kısıtları dikkate alarak, bildiklerimizin bir kısmını yansıtabileceğiz. Diyeceğim o ki, Tüpraş raporu ekim ayına yetişebilir. Raporla ilgili son düzeltmelerle birlikte en geç yılsonunda detayları aktarabiliriz. Bugünkü veriler, dosyanın boş olmadığına işaret etmekte. Büyüklüğü mü? Maalesef şimdilik mahremiyet kapsamında. Uzlaşma girişimi de olabilir, mahkeme yoluyla itiraz da...