Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Yabancı gözüyle 30 Mart tahmini

Ziyaretime gelen bankacı o günü anlattı.
Tarih: 19 Aralık 2013. Yani...
17 Aralık Operasyonu'ndan iki gün sonra.
20'yi aşkın ülkeden 80'i aşkın yabancı yatırımcı İstanbul merkezli telekonferans toplantısına katılıyor.
Aktarılanlara göre, daha önce benzeri toplantılar Başbakan Yardımcısı Ali Babacan başta olmak üzere bazı bakanlar ve finansal kurumların başındaki bürokratların iştirakiyle de yapılmış.
Ortalama katılım 30-40 civarında kalmış. Bu kez ilgi yoğun. Türkiye'de doğrudan yatırımı bulunan veya Türkiye'ye fon akışını yönlendiren yabancılar o soruya yanıt arıyor: "Cemaat yapısı nedir ve ne yapmak istemektedir?"
Tabii 17 ve 25 Aralık'taki "operasyonel kurgunun" 30 Mart Yerel Seçimleri'ne olası yansımaları ile Cumhurbaşkanlığı'na kimin aday olacağı da bolca soruluyor.

***

Peki ne oluyor? Önce Cemaat konusunda uzman bir isim dinleniyor. Sonra...
Darbe girişimine karşı Hükümet kanadının geliştirdiği önlemler tartışmaya açılıyor.
Esasen, dini bir Cemaatin, devlet sistemi içinde hâkim durum meydana getirmesine, seçilmiş iktidarla güç mücadelesine girmesine bir türlü anlam verilemiyor. Haksız da sayılmazlar!
Zira... Gizli ajandalı güvenlik-yargı bürokrasisinin siyaseti teslim almaya çalışması bir yana bu yapı karmaşık ilişkiler ağıyla aynı zamanda sokağı manipüle ederek, ekonomiyi belirsizlik kulvarına iterek tehlikeli ve sonu karanlık bir oyunun içinde görünüyor. Bütün bunlara rağmen yabancılar, meselelere sadeleştirerek bakmayı tercih ediyor. Kuşkusuz, hukuk güvenliğine ilişkin konjonktürel kaygılarını beyan ediyorlar.
Ancak, uluslararası finans çevrelerine sunulan analizlerde şu senaryonun satın alındığı anlaşılıyor:
1- 30 Mart'ta AK Parti yüzde 42 civarında (+/- 2 puan) oy alabilir.
2- 2009 yerel seçimlerindeki yüzde 38.8'lik psikolojik eşik aşılırsa, AK Parti'ye dayalı iktidar planlarını güncellenerek sürdürülür.
3- Tayyip Erdoğan, yüzde 40'ın üstündeki oy performansını yeni siyasi ve hukuki açılımlarla Çankaya Köşkü'ne çıkan yolun basamağı yapabilir. Halk tarafından seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı olarak fiilen yarı başkanlık sistemine geçer. Bizzat Bakanlar Kurulu'na başkanlık eder.
4- Veya... Erdoğan, paralel devlet yapılanması ile mücadelesini sürdürmek için Başbakanlık'ta kalır. AK Parti Tüzüğü'ndeki üç dönem şartını esnetir. Abdullah Gül ise 5 yıl daha Çankaya merkezli dengeleri sürdürür.
***

Yabancılar açısından öngörülebilirlik çok önemli. Büyük bölümü, uzun vadeli hazine kâğıtlarına, kredibilitesi yüksek şirketlerin hisse senetlerine para yatırmış veya doğrudan sermaye getirmiş. Onlar için belirleyici hususlar şunlar:
"Temel politika doğrultusu, ekonomik program taahhütleri, reform yapabilme kabiliyeti, gerektiğinde mali önlem alabilme cesareti, AB entegrasyon süreci, öngörülebilir mevzuat, adil ve etkin yargı sistemi..."

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA