İstanbul merkezli soruşturmanın tartışılması gereken yanlarından biri de "Halkbank" üzerinden yürütülen "imaj operasyonudur!"
"Çekmecede gizlenmiş zaman ayarlı soruşturma" ile "soruşturmanın gizliliğinin" fazlasıyla karıştığı bu ortamda bir bankanın "kayıtlarının, sırlarının" ortaya saçılması manidardır. Daha, gözaltı işlemlerinin başladığı sırada Halkbank'a ait gizli bilgilerin servis edilmesi hakikaten düşündürücüdür. Halkbank Genel Müdürü ile ilgili iddialar bahane edilerek bankanın kurumsal yapısının hedef alınması ise endişe vericidir. Neden?
Çünkü bir bankanın "itibar, şöhret ve serveti" o bankanın tercih edilebilirliği açısından en önemli kriterdir. Bankalar, "güven müesseseleridir!" Finansal sistemdeki bir aktöre verilecek zarar, esasen tüm sistemin dengelerini etkileyecek önemdedir. Bankaların hem mudileriyle hem de diğer bankalarla ilişkileri birlikte düşünülmelidir. İşte bu nedenle bankanın itibarının zedelenmesi, sadece ticari bir yapının örselenmesinden çok daha geniş çerçeveye ve etkiye sahiptir.
***
Bankacılık Kanunu, "
Herhangi bir kişi tarafından radyo, televizyon, video, internet, kablolu yayın veya elektronik bilgi iletişim araçları ve benzeri yayın araçlarından biri vasıtasıyla bir bankanın itibarını kırabilecek, şöhretine veya servetine zarar verebilecek bir hususa kasten sebep olunması ya da bu yolla asılsız haber yayılması" suçunu düzenlemiştir.
Güncel örnekte "
kasıt" boyutu açıkça bellidir. Soruşturma aşamasında bankanın marka değerini, itibarını, şöhretini olumsuz etkileyeceği bilindiği halde, teknik takiple elde edilen verilerin, maksatlı şekilde ve özel kurgu ile kamuoyuna aktarılması, Bankacılık Kanunu hükümleri çerçevesinde masaya yatırılmalıdır. Medyanın haber verme saikinin profesyonelce istismarı da göz ardı edilmemelidir. Zira, itibar kırıcı nitelikteki haber ve yorumlar suç olarak kabul edilse bile "
gerçeklik, güncellik, konu ile ifade arasında düşünsel bağ ve ölçülülük" şartları varsa bu tür eylemlerin basının haber verme hakkı kapsamında sayılması mümkündür. Yani, ticari sırların basın tarafından haberleştirilmesinin hukuki açıdan bazı avantajlar sağladığı savunulsa dahi, bu bilgileri kasıtlı olarak sızdıranların, soruşturma ahlakına riayet etmeyenlerin kanun karşısında istisnai konumları yoktur.
Finansal sisteme veya bir bankaya zarar veren, itibarını, şöhretini, servetini zedeleyenlerin işlediği görünen suçun kovuşturulabilmesi BDDK'nın ya da doğrudan mağdur bankanın şikâyetine bağlıdır.