Ankara Adliyesi Sözcüsü Cumhuriyet Başsavcı Vekili Nuri Yiğit aradı.
Hem yeni yayımlayacakları derginin tanıtımını yapacaklarını hem de aile içi şiddetle ilgili hazırladıkları raporu paylaşacaklarını söyledi.
Dün sabah adliyedeydik.
Kısa süre sonra Ankara'dan ayrılacak olan Cumhuriyet Başsavcısı İbrahim Ethem Kuriş de ekibiyle birlikte salondaki yerini aldı. Henüz sunuş başlamadan önce gazeteci arkadaşlar kendi aramızda hukuki çerçevede espriler yapıyorduk ki Başsavcı Kuriş, sanki üstüne alınmışçasına, "Biz, uygulamada çok titiziz" deme gereği duydu. Gerçekten de kamuoyu, Ankara'daki mühim soruşturma ve davalarda benzeri örneklerden farklı, esasen olması gerekene yakın uygulamalara tanıklık etti. Bu durumda Başsavcı Kuriş'in Ankara'daki görevinin ardından teamülen Yargıtay üyeliğine geçmesi beklenirdi. Ama öyle olmadı. Kuriş, HSYK'daki çetin müzakerelerden sonra Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı'na atandı. Acaba neden? Tabii, senaryo bol.
Çoğu spekülasyon. Buna karşın somut bir olayın göz ardı edilmemesi gerektiği belirtiliyor...
MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın ifadeye çağrılması sürecinde İstanbul'dan Ankara'ya gönderilen evrakın jet hızıyla işleme konularak, Fidan'a 15 dakika içinde telefon açılması ve davetiye çıkarılması.
Neticede, yargı, herkesin hayatına dokunan kritik bir alan. Her karar, muhtelif etki ve sonuçlar üretebilir.
Önemli olan Ankara Adliyesi "Başkent Bakış" dergisinin 49. sayfasının son satırındaki cümlenin içselleştirilmesi ve pratik hayata yansıması: "Adaletin kuvvetli, kuvvetlilerin de adaletli olması gerekir." (Blaise Pascal)